ŞABAN AYININ 15. GECESİ

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O; tektir, ortağı yoktur. O’nun zıddı ve dengi yoktur. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekânı yoktur. O’ndan başka Yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki Efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nûru Muḥammedﷺ O’nun Rasûlü ve en sevgili kuludur. O ﷺ, risaleti tebliğ etmiş, emaneti yerine getirmiş ve ümmete nasihatte bulunmuştur. Allâh, onu diğer Peygamberleri mükâfatlandırdığı şeylerden daha fazlası ile mükâfatlandırsın. Allâh’ın salât ve selâmı Efendimiz Muḥammed’e ve diğer Peygamberlere olsun.

Mü’min kardeşlerim! Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Allâh-u TeâKurân-ı Kerîm’de şöyle buyurmuştur:

﴿فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ (7) وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ (8)﴾

Anlamı: Her kim zerre kadar hayır yapmışsa amel defterinde görecektir ve her kim zerre kadar şer yapmışsa onu defterinde görecektir.

Değerli Müslümanlar, muhakkak ki bu iki ayette bize az da olsa çok da olsa hayır yapmamız ve şerden uzak durmamız emredilmektedir. Ne mutlu bize ki şaban ayındayız. Öyleyse bu ayda bol bol hayırlar yapalım.

Peygamber Efendimiz ﷺİmam İbni Mâceh’in rivayet ettiği bir hadis-i şerifinde bu gecenin faziletini şöyle bildirmektedir:

إِذَا كَانَتْ لَيْلَةُ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ فَقُومُوا لَيْلَهَا وَصُومُوا نَهَارَهَا اﻫ

Manası: “Şaban ayının 15. gecesini namazla, gündüzünü de oruçla geçiriniz.”

Değerli Müslümanlar şaban ayının 15. gecesi çok büyük ve faziletli bir gecedir. Bu gece bize, Kurân-ı Kerîm’in inmiş olduğu ve ayların içinde en hayırlı ay olan ramadân ayının yaklaştığını hatırlatmaktadır. Peygamber Efendimiz ﷺ bize şaban ayının 15. gününde ve gecesinde ne yapmamızı bildirmiştir. Bizden, geceyi namazla, duayla ve tövbeyle geçirmemizi ve gündüzünü de oruçla geçirmemizi istemiştir.

Allâh-u TeâKurân-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır;

﴿وَلاَ تَنْسَ نَصِيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا﴾

Anlamı: Dünyadan nasibini unutma. (El-Kasas suresi, 77. ayet)

Yani, ahiretin için dünyadan olan nasibini unutma. O halde kim bu dünyadan ahireti için hazırlığını yaparsa kazanan odur. Ahiret için hazırlık yapmayan kimse ise kaybedenlerden olmuş olur.

El-Fâkihiyy „Ehberu Mekkeh“ adlı kitabında bildiriyor ki şaban ayının 15. gecesi geldiğinde Mekke ehli – bayan-erkek – hep beraber mescidi harama gidip orada namaz kılıyorlar, tavaf yapıyorlar ve hatim edene kadar Kurân okuyorlardı. Bazıları da yüz rekât namaz kılıyorlardı. Her rekâtta on defa El-Fâtiḥah suresini ve on defa El-İhlas suresini okuyorlardı ve o gecede bereketlenmek için zemzem suyundan alıp, o su ile yıkanıyorlardı ve hasta olanlara kullanmak için o suyu saklıyorlardı.

Bilinmelidir ki şaban ayının 15. gecesi Kur’ân-ı Kerîm’in şu ayetin de geçen gün değildir.

﴿فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ﴾

Anlamı: O gecede melekler levhul mahfuz’dan bir sene içinde olacak olan mukadderatı defterlerine yazarlar.

Bazı insanların arasında o gün şaban ayının 15. gecesidir diye meşhur olmuş olsa da bu doğru değildir. Doğru olan ise kadir gecesidir. Yani kadir gecesinde Allâh, meleklerini gelecek yılın aynı gecesine kadar meydana gelecek ölüm, hayat, doğum, rızıklar ve benzeri gibi durumların ayrıntıları hakkında haberdar eder.

Bu gecede dikkat etmemiz gereken bir husus da bazı insanlar, Peygamber Efendimiz ﷺveya sahabeler hakkında sabit olmayan “Şaban ayının 15. gecesinin duası” diye adlandırdıkları bir dua okumaktadırlar. O dua şu şekildedir: “Eğer beni nezdindeki ummu l’kitap’ta mahrum edilmiş veya kovulmuş veya rızkı az olanlardan yazmışsan Allâh’ım ismimi onların arasından sil …”

Bu lafzın bir kısmı hazreti Ömer, İbni Mesud ve Mucahid hakkında söyleniyor ama bunun hiçbir şeyi onlar hakkında sabit değildir.

İmam Beyhaki bu lafzın onlardan ve Peygamber Efendimizin ﷺ hadislerinde varit olmadığını bildirmiştir.

Bazı insanlar bu duayı okuyup ondan bozuk ve dine ters olan manayı anlamaktadır. Haşa bu duadan Allâh’ın meşietini değiştirdiğini anlamaktadırlar. Her kim Allâh’ın meşieti değişikliğe uğrar diye itikat ederse akidesi bozulmuş İslam dininden çıkmış olur.

İslami inancın temelinde biliniyor ki Allâh’ın meşieti (takdiri) değişikliğe uğramaz. Çünkü meşietin değişikliğe uğraması yaratılmışlığın en büyük alametidir. Yani kimin meşieti değişikliğe uğruyorsa muhakkak ki o yaratılmıştır. Yaratılmış olmak, değişikliğe uğramak Allâh’ın bir tek İlâh olduğuna ters düşmektedir. Allâh-u Teâlâ ezeli olan meşieti ile bu âlemde olacak olan her şeyi takdir etmiştir. Allâh-u Teâlâ’nın meşieti kişinin dua etmesiyle, sadaka vermesiyle veya sıla-i rahim yapmasıyla değişikliğe uğramaz.

İmam Ebu Hanife bir sözünde şöyle buyurmaktadır: Allâh-u Teâlâ’nın sıfatları yaratılmış değildir. Sonradan olma da değildir. Yaratılmışlarda olan değişme ve ihtilafa uğrama gibi durumlardan münezzehtir. Kim “Allâh’ın sıfatları sonradan olmuştur veya yaratılmıştır” derse veya duraklarsa (yani “yaratılmıştır veya yaratılmamıştır demem” gibi) veya şüphe ederse küfre girer (dinden çıkar).

Yani değişikliğe uğramak, bir halden bir hale değişmek yaratılmışlarda olan bir durumdur.

İmam Müslim’in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz ﷺ şöyle buyurmuştur;

سَأَلْتُ رَبِّي ثَلاَثًا فَأَعْطَانِي ثِنْتَيْنِ وَمَنَعَنِي وَاحِدَةً

Anlamı: Rabbimden üç şey istedim bana iki tanesini verdi bir tanesini vermedi.

İmam Muslim’in rivayet ettiği başka bir hadis-i şerifte şöyle geçmektedir:

قَالَ يَا مُحَمَّدُ إِنِّي إِذَا قَضَيْتُ قَضَاءً فَإِنَّهُ لاَ يُرَدُّ

Anlamı: Allâh-u Teâlâ Peygamber Efendimize hitaben söyle buyurmaktadır:Ey Muḥammed, ben bir şeyi takdir ettiysem o değişikliğe uğramaz.”

Gördüğünüz gibi değerli Müslümanlar insan dua ederken bile din ilmine ihtiyaç duymaktadır.

Allâh’ım dinimizi koru, bize hayırlı olanı öğretip, öğrettiğini de faydalı kıl ve ilmimizi arttır.

Sizler ve kendim için Allâh’a istiğfar ederim.

İkinci Hutbe

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın Salât ve Selâmı Efendimiz Muḥammed’eﷺ ve diğer Peygamberlere olsun. Allâh mü’minlerin validelerinden, Âl’den ve raşit halifeler Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali, rehber imamları Ebu Hanife, Mâlik, eş-Şafiî ve Aḥmed ve sâlih evliyalardan razı olsun.

Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Müslüman kardeşlerim! Şunu da bilin ki, Allâh sizlere büyük bir husus olan O’nun Peygamberine ﷺ salât ve selâm getirmeyi emretmiştir.

Allâh’ım! Efendimiz İbrâhîm’in ve İbrâhîm’in Âl’inin mertebelerini yücelttiğin gibi Peygamber Efendimiz Muḥammed’in ve Muḥammed’in Âl’inin mertebelerini yücelt. Şüphesiz Sen kâmil Kudret ve Rahmet ile vasıflanansın ve övülmeye layıksın.

Allâh’ım! Efendimiz İbrâhîm’e ve İbrâhîm’in Âl’ine bereket verdiğin gibi Peygamber Efendimiz Muḥammed’e ve Muḥammed’in Âl’ine bereket ver. Şüphesiz Sen kâmil Kudret ve Rahmet ile vasıflanansın ve övülmeye layıksın.

Allâh-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:

﴿يا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُـوا رَبَّكُـمْ إِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَىْءٌ عَظِيمٌ يَوْمَ تَرَوْنَها تَذْهَلُ كُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَمْلٍ حَمْلَهَا وتَرَى النَّاسَ سُكارَى وَمَا هُمْ بِسُكَارَى وَلكنَّ عَذَابَ اللهِ شَدِيدٌ﴾

El-Ḥacc suresi, 1. ve 2. ayetleri

Manası: Ey insanlar! Rabbinize karşı takva sahibi olun! Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir. Onu gördüğünüz gün, eğer emzikli bir kadın olsaydı emzirdiği çocuğu unuturdu ve eğer gebe bir kadın olsaydı çocuğunu düşürürdü. İnsanları adeta sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allâh’ın azabı çok şiddetlidir!

Dua:

Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul eyle. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Âmîn.

Kâmet getir!