Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.
Rabbimiz Allâh-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
﴿ٱقۡتَرَبَتِ ٱلسَّاعَةُ وَٱنشَقَّ ٱلۡقَمَرُ ١﴾
El-Kamer suresi, 1. ayet
Manası: Kıyamet günü yaklaştı ve ay yarıldı.
Ahirette fayda verecek olan takvadır. …
Mü’min kardeşlerim! Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim. Ayrıca sizlere Onun Peygamberinin yolundan gitmeyi tavsiye ederim. Allâh-u Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır:
﴿إِلَّا تَنصُرُوهُ فَقَدۡ نَصَرَهُ ٱللَّهُ إِذۡ أَخۡرَجَهُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ ثَانِيَ ٱثۡنَيۡنِ إِذۡ هُمَا فِي ٱلۡغَارِ إِذۡ يَقُولُ لِصَٰحِبِهِۦ لَا تَحۡزَنۡ إِنَّ ٱللَّهَ مَعَنَاۖ فَأَنزَلَ ٱللَّهُ سَكِينَتَهُۥ عَلَيۡهِ وَأَيَّدَهُۥ بِجُنُودٖ لَّمۡ تَرَوۡهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ ٱلسُّفۡلَىٰۗ وَكَلِمَةُ ٱللَّهِ هِيَ ٱلۡعُلۡيَاۗ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ ٤٠﴾
Bu ayet-i kerîme’de Peygamber Efendimizin sahabesi Ebu Bekir ile mağarada bulunduğunda ona mealen “Korkma, Allâh bizi korur ve bize yardım eder.” demesi geçmektedir.
Mü’min kardeşlerim; bugünkü hutbemiz Efendimiz Mustafâ’nın siyerinden çok önemli bir konuyla alakalı olacaktır. Konumuz Hicret-i Nebevi Şerif’le alakalı olacaktır. Rasûlullâh’ın siyerinden nice dersler alınmaktadır. Bu nasıl olmasın ki, sözümüz insanların en efdalı olan Efendimiz Muḥammed ﷺ hakkındadır. Bu nasıl olmasın ki, kelamımız peygamberlerin sonuncusu ve efendisi, Allâh’ın sevgili kulu hakkındadır. Din kardeşlerim, Allâh Efendimiz Muḥammed’i peygamber olarak seçmiştir ve ona tüm peygamberlerin dini olan İslam dinini tebliğ etmeyi ve insanları uyarmayı emretmiştir. Peygamber Efendimiz insanlara, tek olan ve ortağı olmayan Allâh’a ibadet etmelerini emretmiştir. Allâh’ın, şeriki, benzeri, eşi ve çocuğu olmadığını öğretmiştir. Peygamber Efendimiz, insanlara adaletli olmayı, iyilik etmeyi ve iyi ahlak üzere olmayı öğretmiştir. Rasûlullâh şöyle buyurmuştur:
إِنَّمَا بُعِثْتُ لِأُتَّمِمَ مَكَارِمَ الأَخْلَاق اهـ
Manası: “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Beyhaki) …
Allâh-u Teâlâ yüce kitabında şöyle buyuruyor:
﴿وَمَا تُقَدِّمُواْ لِأَنفُسِكُم مِّنۡ خَيۡرٖ تَجِدُوهُ عِندَ ٱللَّهِ هُوَ خَيۡرٗا وَأَعۡظَمَ أَجۡرٗاۚ﴾
Manası: Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allâh katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allâh’tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allâh çok bağışlayandır ve çok merhamet edendir.
Değerli Müslümanlar! Allâh’ın Mescid-i Haram’ına giden hacılar geri döndüler, müminlerin muhterem Kabe’yi, Hacerul-Esved’i, İsmail Taşı’nı, İbrahim’in makamını, Rahmet oluğunu, Nur dağını Arafat dağını, Rahmet dağını, Hira mağarasını, Uhud dağını, Hamza’nın kabrini, Tefle kuyusunu, Baki mezarlığını ve Zemzemi görmek için can attığı bir ömür yolculuğundan döndüler. Susamış canın sulandığı ve âşık olanın aşkını bulduğu Resullerin Efendisi ve âlemlerin Rabbinin Sevgilisi, efendimiz, reisimiz, gözbebeğimiz Muḥammed aleyhisselamın ziyaretinden döndüler. Allâh ondan razı olsun ve selamet versin.
Ey Hacı Kardeşim! Sen bir taat yolculuğundan, Yüce Yaradan’ın emrine uyma yolculuğundan döndün, bu yüzden yüce rabbimizden niyazımız haccının mebrur olmasıdır.
Ey İman Kardeşlerim! Yokluklarından sonra kendilerine kavuşmak, ayrıldıktan sonra bir araya gelmek, yolculuklarında başlarına gelen güzel şeyleri onlardan duymak için, yakınları ve sevdikleri, hacıları büyük bir şevkle beklemektedir. Ve onlardan hediye olarak misvak, zemzem suyu ve Medine-i Münevvere’nin hurmasını beklemektedirler, onun sakinlerine salat ve selam olsun. …
Allâh-u Ekber, Allâh-u Ekber, Allâh-u Ekber,
Allâh-u Ekber, Allâh-u Ekber, Allâh-u Ekber,
Allâh-u Ekber, Allâh-u Ekber Allâh-u Ekber
Ḥamd âlemlerin Rabbi olan Allâh’adır. O ki bizlere bu Bayramı tekrardan nasip etti. O her şeyin Mâlikidir.
Salât ve Selâm El-Emîn ve Es-Sâdık olan Efendimiz Muḥammed’e, onun âline, temiz ashabına ve onlara dosdoǧru tabi olanlara olsun.
Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur ve sevgili Peygamberimiz Muḥammed ﷺ O’nun kulu ve elçisidir. O ﷺ âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir.
Mü’min kardeşlerim, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.
Allâh-u Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmştur:
﴿يَا أَيُّها الذينَ ءَامَنُوا اتَّقُوا اللهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ ما قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللهَ إِنَّ اللهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلونَ(18) ولا تَكُونُوا كالَّذِينَ نَسُوا اللهَ فأَنْسَاهُمْ أنفُسَهُمْ أُولَئِكَ هم الفَاسِقُون(19)﴾
Biliniz ki Abdur Razzâk “Musannef” adlı kitabında Peygamber Efendimiz ﷺ şu kavli ile kurban kesmeye teşvik ettiiğini rivayet etmmiştir:
ضَحُّوا وطَيِّبُوا أنفُسَكُمْ فإِنَّهُ ليسَ مِنْ مُسلِمٍ يوجِّهُ ضَحِيَّتَهُ إلَى القِبلَةِ إِلا كانَ دَمُها وفَرْثُهَا وَصوفُها حَسنَاتٍ مُحْضَرَاتٍ فِي مِيزَانِهِ يومَ القِيامَة اﻫ
Bu hadis-i şerif, kurban kesen kişinin ahirette bu yaptığı amelden dolayı mükâfatlandırılacağını bildiriyor. …