Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Allâh’ın salât ve selâmı Efendimiz Muḥammed’e ve diğer Peygamberlere olsun.
Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı ve Rasûlü’nün yolundan gitmeyi tavsiye ederim.
Allâh-u Teâlâ yüce kitabında şöyle buyuruyor:
﴿يَٰأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلتَنظُر نَفس مَّا قَدَّمَت لِغَد وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ خَبِيرُ بِمَا تَعمَلُونَ ١٨﴾
El-Haşr Sûresi, 18. Ayet
Manası: Ey iman edenler! Allâh’a karşı takvalı olun ve her nefis, yarın (Kıyâmet Günü) için ne hazırladığına baksın! Allâh’tan korkun! Şüphesiz ki Allâh, yaptıklarınızı bilendir.
Müslüman kardeşlerim, takvalı olmak iki yüce hususa bağlıdır: Farzları eda etmek ve haramlardan sakınmak.
Allâh’ın izniyle bugünkü kelamımız, kibir hakkında olacaktır. Allâh bizleri kibirden korusun. Alimler, kibri, kalbin günahlarından olan bir günah olarak saymışlardır. Kibir iki çeşittir. Birincisi, hakkı bilip kabul etmemektir. İkincisi de insanları küçük görmektir. Kibir, uzuvların amellerinde görünmüş olsa da sebebi kalptedir. Kibir kalpte hissedilir, belirtisi ise insanın uzuvlarında görülür. Kibirli kimse; fakire alçaltıcı bir bakışla bakar ve büyüklenerek ondan sırt çevirir veya bir kişinin hakkı söylediğini bildiği halde örneğin yaşı küçük olduğu için ondan o hakkı kabul etmez ya da kibirli kibirli yürür. Bunların hepsi büyük günahlardandır.
Ey Mü’min kardeşim, mütevazı ol. Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur:
”إِنَّكُمْ لَتَغْفُلُونَ عَنْ أَفْضَلِ الْعِبَادَةِ التَّوَاضُع“
İmâm Beyhaki rivayet etmiştir.
Manası: “Sizler, ibadetin en faziletlilerinden olan tevazudan gafilsiniz.“