Orucun Hükümleri

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Allâh’ın salât ve selâmı Efendimiz Muḥammed’e ve diğer Peygamberlere olsun.

Mü’min kardeşlerim! Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Allâh-u Teâlâ El-Bakarah suresinin 183. ayetinde şöyle buyuruyor:

﴿يٰأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُتِبَ عَلَيكُمُ ٱلصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبلِكُم لَعَلَّكُم تَتَّقُونَ ١٨٣﴾

Manası: Ey iman edenler! Oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki takva sahibi olursunuz.

Ramadân orucunun farz olduğu hem Kur’ân’da, hem hadislerde hem de icmâ’ ile sabittir ve Ramadân orucunun farziyeti dinde bilinmesi zarûri olan ilimlerdendir. Dolayısıyla Ramadân orucunun farziyetini inkar eden İslâm dininden çıkar. Ancak İslâm dinine yeni girmiş olan kişi ya da alimlerden uzak yerde yașayıp Ramadân orucunun İslâm dininde farz olduğunu bilmeyen biri bu farziyeti inkar ederse İslâm dininden çıkmaz; ona Ramadân orucunun farz olduğu öğretilir. Hiçbir dinî özrü olmadan Ramadân orucunu tutmayıp, farz olduğunu inkar etmeyen kişi İslâm dininden çıkmaz. Ama o insan büyük günah işlemiş olur ve tutmadığı günlerin orucunu kaza etmesi farzdır.

Değerli müslümanlar, yaşlılık ve iyileşmesi umulmayan bir hastalıktan dolayı oruç tutmaya aciz olan kişilere oruç tutmak farz değildir. Hayızlı ve nifaslı olan kadınların oruç tutmaları farz değildir ancak tutamadıkları günleri daha sonra kaza etmeleri onların üzerine farzdır.

Değerli müslümanlar, orucun farzları ikidir; Niyet etmek ve orucu bozan şeylerden uzak durmak.

Niyetin yeri kalptir; dil ile söylemek şart değildir. Niyetin, fecirden önce gece yapılması farzdır. Hergün için Ramadân orucuna niyet edilmelidir. Yani güneşin battığından emin olunduktan sonra ertesi gün için Ramadân orucuna niyet edilir. Akşam vaktinden sonra fecir vakti girmeden önce yemen içmen niyetini etkilemez. Şafi mezhebinde kişinin hergün için niyet etmesi gerekir ve Ramadân ayının başlangıcında tüm aya niyet etmesi yeterli değildir. Oruçlu olan bir kişi, fecir vaktinin girişinden güneşin batışına kadar yemekten, içmekten ve orucu bozan her türlü şeylerden sakınması gerekir. Açık olan menfezlerden (ağız, burun, cinsel organı ve dübür gibi) sıgara içmesi gibi küçük olsa bile hacmi olan hiçbir șeyi başına veya karnına girdirmemesi gerekir. Açık olan ön ve arka organlardan içeri bir şey girdirmek, fitil dahi olsa, orucu bozan şeylerdendir. Ancak damardan veya kastan iğne yapmak orucu bozmaz. Çünkü damar ve kas açık olan menfezlerden değildir. Oruç tutanın, fecirden akşam vaktine kadar bütün bunların hepsinden kendisini uzak tutması gerekir.

Orucu bozan hallerden birtanesi de gündüz cima yapmaktır. Yani oruç tutan kişi, kasten ve oruç tuttuğunun bilincindeyken, cima ederse orucu bozulur. Hem o günün geri kalan vakti orucu bozan şeylerden uzak durması, hem o günü hemen bayramdan sonra kaza etmesi hem de kefareti yerine getirmesi gerekir. Kefaret ise, mü’min bir köleyi azat etmek. Ona gücü yetmiyorsa iki hicri ay ard arda oruç tutmak. Ona da gücü yetmiyorsa 60 miskine yedirmektir. Orucu bozan hallerden birtanesi de riddedir. Ridde, İslâm dininden çıkmaktır. İnsanı dinden çıkaran küfür, Allâh´a sövmek gibi sözlü bir küfür olabilir ya da Kur’ân’a ayak ile basmak gibi fiili bir küfür olabilir veya Allâh’ın cisim olduğuna inanıp da Allâh´ı yaratıklarına benzetmek gibi itikadi olan bir küfür olabilir. Küfre düşenin orucu bozulur ve orucu geçerli olmaz. Çünkü Müslüman olmayandan ibadet sahih olmaz. Muhakkak ki her kim Allâh ile alay ederse, şakayla veya sinirli halde olsa bile o kişi İslam dininden çıkmış olur. Aynı şekilde her kim Allâh’ı yarattıklara benzetirse İslam dininden çıkmış olur. Oruçluyken küfre düşenin anında kelime-i şehadeti söyleyerek, örneğin “Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur ve şehadet ederim ki Muḥammed Allâh’ın Rasûlüdür.” diyerek İslâm dinine geri dönmesi farzdır. Ve Bayramdan sonra o günü hemen kaza etmesi gerekir.

Allâh’ım, bize namaz kılmamızda, oruç tutmamızda ve Ehli Sünnet ilmini öğrenip öğretmemizde Rasûlünün ﷺ yüzü suyu hürmetine güç ve kuvvet ver.

Kendim ve sizler için Allâh’a istiğfâr ederim.

İkinci Hutbe

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın salât ve selâmı Efendimiz Muḥammed’eﷺ ve diğer Peygamberlere olsun.

Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul et. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Âmîn.

Kâmet getir!