Komşu

Hamt Allâh’adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O; tektir, ortağı yoktur. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekanı yoktur. O’ndan başka Yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki Efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nûru Muḥammed ﷺ O’nun Rasûlü ve en sevgili kuludur. O ﷺ, risaleti tebliğ etmiş, emaneti yerine getirmiş ve ümmete nasihatta bulunmuştur. Allâh, onu diğer Peygamberleri mükâfatlandırdığı şeylerden daha fazlası ile mükâfatlandırsın. Allâh’ın salât ve selâmı Efendimiz Muḥammed’e ve diğer Peygamberlere olsun.

Ey Mü’minler, kendimi ve sizleri takvalı olmaya davet ediyorum. Allâh yüce kitabında şöyle buyurmaktadır:

﴿وَٱعبُدُواْ ٱللَّهَ وَلَا تُشرِكُواْ بِهِۦشيئا وَبِٱلوَٰلِدَينِ إِحسَٰنا وَبِذِي ٱلقُربَىٰ وَٱليَتَٰمَىٰ وَٱلمَسَٰكِينِ وَٱلجَارِ ذِي ٱلقُربَىٰ وَٱلجَارِ ٱلجُنُبِ

En-Nisâ‘ sûresi, 36. Âyet

Allâh bizlere bu ayette O’na iman etmemizi, O’na ortak koşmamamızı, ana babamıza, akrabalarımıza, yetimlere, miskinlere, yakın ve uzak komşularımıza iyi davranmamızı emrediyor.

Ey iman kardeşlerim, Allâh-u Teâlâ bu ayette yalnızca Allâh’a iman etmemizi ve O’na ortak koşmamamızı emrediyor. Ayrıca anne babaya, akrabalara ve yetimlere iyi davranmamızı ve yolda kalıp yolculuklarına devam edemeyenlere yardım etmemiz de emrediliyor.

Bu ayette komşulara iyi davranmamız da tavsiye ediliyor. Zikrettiğimiz ayette “yakın ve uzak komşularımıza” iyi davranmamız emrediliyor, yani evimize yakın ve uzak olan komşularımız veya akrabalık bakımından bizlere yakın veya uzak olan komşularımıza iyi davranmak emrediliyor.

Allâh’ın Rasûlü ﷺ komşularımıza iyi davranmamızı nasihat etmiştir. İmam Buhari ve İmam Muslim’in rivayet ettikleri bir Hadis-i Şerif’te şöyle geçmekte:

مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ باللهِ واليَومِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ جَارَهُ

Manası: Allâh’a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna iyi davransın.

Öyleyse komşularınıza iyi davranınız ve eşlerinize komşu kadınlara iyi davranmalarını tavsiye ediniz. İmam Mâlik’in “El-Muvatta” adlı kitabında Rasûlullâh’ın ﷺ şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

يا نِسَاءَ المسلماتِ لا تَحْقِرَنَّ جارَةٌ لِجَارَتِها وَلَوْ فِرْسِنَ شَاة

Manası: Ey mü’minler kadınları! Kadın komşu, kadın komşusunun yardımseverliğini, koyun toynağı olsa bile, küçük görmesin.

Allâh Rasûlü ﷺ yine şöyle buyurmuştur:

خيرُ الجِيرانِ عندَ اللهِ خَيْرُهُمْ لِجَارِه

Manası: Komşunun hayırlı olanı komşusuna hayırlı olanıdır.

Bu hadisi İmam Hâkim “El-Mustedrak” isimli kitabında rivayet etmiştir.

Etrafında oturanlar hangi yönde olursa olsun komşundur. İmam Muslim’in rivayet ettiğine göre Ebu Zer radiyallâhu anhu buyurdu ki: Sevgili Peygamberim bana nasihat ederek şöyle buyurdu:

إِذَا طَبَخْتَ مَرَقًا فَأَكْثِرْ مَاءَهُ ثُمَّ انْظُرْ أَهْلَ بَيْتٍ مِنْ جِيرانِكَ فَأَصِبْهُمْ مِنْهَا بِمَعْرُوف

Manası: Evinde çorba pişirirsen suyunu fazla kat ve komşularından birinin evine gidip ona da ikramda bulun.

Ey Mümin kardeşim, sana komşularına iyi davranmanı tavsiye ediyorum. Onların haklarına riayet et. Onlara incitici söz ve fiillerde bulunma. Ona seni ilgilendirmeyen konuları sorma. Ayıplarını araştırma. Senden gizlediklerine bakma. Senden gizlediği sözleri dinleme. Bakışlarını komşunun hanım ve kızlarından uzak tut. Yiyeceğini ve içeceğini onunla paylaş. Hastalandığında onu ziyaret et. Öldüğünde cenazesine katıl. Sıkıntılı anlarında onu teselli et. Komşunun sana nasıl davranmasını istiyorsan sende ona öyle davran. Ondan gördüğün zarara karşı sabret.

Sehl Et-Testuriyy isimli büyük bir zatın mecusi bir komşusu vardı. Sehl’in evine bu komşusunun tuvaletinden necaset geliyordu. Sehl ise gün içi evine biriken bu necasetleri geceleri bertaraf ederdi ta ki günün birinde hastalanıncaya kadar. Sehl hasta düştüğünde mecusi olan komşusunu yanına çağırttı ve ona tuvaletinde bir arıza olduğunu ve pisliğin kendi evine geldiğini bildirip buna karşı bir önlem almasını istedi ki kendisinden sonra o eve girecek olanlarla o mecusi arasında bir husumet çıkmasın. O mecusi bu duruma hayret edip Sehl’e mealen şöyle dedi: “Ben senin dinin üzerinde olmamama rağmen sen bana bunca zaman sabrettin.” Sonra Allâh’tan başka İlâh olmadığına ve Muḥammed’in Allâh’ın Rasûlü ﷺ olduğuna şehadet edip İslam dinine girdi. Ve Sehl vefat etti.

Ey mü’minler, sadece kıssalar dinleyip bunlardan etkilenmek yetmez. Öğütler duyduğumuz zaman bunlara göre amel etmemiz gerekir. Sehl o mecusiye çok sabır gösterdi ve ona bağırmadı ve ona zarar verme niyeti de yoktu. Bu durumda sessiz kalıp şikayet etmemesi Sehl’in faziletindendir.

Peki ya sen, ey kardeşim, komşunun evinden senin evine bırak necaseti temiz olan su gelse nasıl davranırsın. Sabır gösterir misin yoksa etrafındakiler sesini duyacak kadar sesini mi yükseltirsin? Kendine bu soruyu yönelt ve bir düşün günümüzde ne kadar insan güzel ahlaktan uzak kaldıkları için komşularıyla tartışırlar ve onlara zarar verirler. Allâh’ın Rasûlü ﷺ güzel ahlaka teşvik etmiştir, özellikle komşuya karşı ve İmam Buhari’nin rivayet ettiği bir hadiste şöyle buyurmuştur:

ما يَزالُ جِبريلُ يُوصِينِي بِالجارِ حتّى ظَنَنْتُ أَنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ

Manası: Cebrâ’îl meleği bana komşu hakkında öylesine nasihat etti ki komşunun komşusundan miras alacağını zannettim.

Böylece bugün kendime ve sizlere komşuya iyi davranmayı hatırlatırım.

Komşunun sevincini ve üzüntüsünü onunla paylaş. Ondan gördüğün ayıbı açığa verme. Ondan zarar gördüğünde onu affet. Yüzünü komşunun mahreminden çevir. Yardım istediğinde yardım et. Borç istediğinde ver. Din ilminde eksiği varsa ona dini öğret. İnsanların sana nasıl davranmalarını istiyorsan komşuna karşı öyle davran.

Eğer müttakilerin âdetlerine bakacak olursak ve ecdadımızın Allâh Rasûlünün öğrettiği güzel sıfatlara göre amel ettiklerini hatırlayacak olursak, komşularımıza karşı çok eksik davrandığımızın farkına varırız. Birçoğumuz günümüzde komşularına iyilik etmiyorlar hatta bazıları senelerdir komşuluk ettiği kişinin kim olduğunu bilmiyor veya ne selam veriyor ne de onunla konuşuyor.

Ey Müslüman kardeşim öyleyse kendi halini bir düşün ve komşun ile arandaki alakayı hoş tut. Komşunun hayırlı olanı komşusuna hayırlı olandır. Allâh’tan bizleri razı olduğu amellerde muvaffak kılmasını niyaz ederiz.

Sizler ve kendim için Allâh’a istiğfar ederim.

İkinci Hutbe

Hamt Allâh’adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı Efendimiz Muḥammed’eﷺ ve diğer Peygamberlere olsun. Allâh mü’minlerin vâlidelerinden, âl’den ve raşit halifeler Ebûbekir, Ömer, Osman ve Ali, rehber imamları Ebû Ḥanîfe, Mâlik, eş-Şafiî ve Ahmet ve sâlih evliyalardan razı olsun.

Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Şunu da bilin ki Allâh sizlere büyük bir husus olan O’nun Peygamberine ﷺ salât ve selâm getirmek ile emretmiştir.

اللهُمَّ صَلِّ على سيّدِنا محمَّدٍ وعلَى ءالِ سَيِّدِنا محمدٍ كما صلَّيتَ على سيدِنا إبراهيمَ وعلى ءالِ سيِّدِنا إبراهيمَ وبَارِكْ عَلَى سيدِنا محمَّدٍ وعلَى ءالِ سيدِنا محمدٍ كمَا باركتَ على سيدِنا إبراهيمَ وعلَى ءالِ سيدِنا إبراهيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مجيدٌ

Allâh-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:

﴿يَٰأَيُّهَا ٱلنَّاسُ ٱتَّقُواْ رَبَّكُم إِنَّ زَلزَلَةَ ٱلسَّاعَةِ شَيءٌ عَظِيم ١ يَومَ تَرَونَهَا تَذهَلُ كُلُّ مُرضِعَةٍ عَمَّا أَرضَعَت وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَملٍ حَملَهَا وَتَرَى ٱلنَّاسَ سُكَٰرَىٰ وَمَا هُم بِسُكَٰرَىٰ وَلَٰكِنَّ عَذَابَ ٱللَّهِ شَدِيد ٢﴾

El-Ḥacc suresi, 1. ve 2. ayet

Manası: “Ey insanlar! Rabbinize karşı takva sahibi olun! Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir. (1) Onu gördüğünüz gün, eğer emzikli bir kadın olsaydı emzirdiği çocuğu unuturdu ve eğer gebe bir kadın olsaydı çocuğunu düşürürdü. İnsanları adeta sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allâh’ın azabı çok şiddetlidir! (2)

Dua:

Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul et. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Âmin.

Kâmet getir!