Hacıların Dönüşü

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O; tektir, ortağı yoktur. O’nun zıddı ve dengi yoktur. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekânı yoktur. O’ndan başka Yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki Efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nûru Muḥammedﷺ  O’nun Rasûlü ve en sevgili kuludur. O ﷺ, risaleti tebliğ etmiş, emaneti yerine getirmiş ve ümmete nasihatte bulunmuştur. Allâh, onu diğer Peygamberleri mükâfatlandırdığı şeylerden daha fazlası ile mükâfatlandırsın. Salât ve selâm Allâh’ın kulu ve Rasûlü olan Peygamber efendimiz Muḥammed’e, âl’ine, ashabına ve onlara iyilikte tabi olanlara olsun.

Mü’min kardeşlerim! Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Allâh-u Teâlâ yüce kitabında şöyle buyuruyor:

﴿وَمَا تُقَدِّمُواْ لِأَنفُسِكُم مِّنۡ خَيۡرٖ تَجِدُوهُ عِندَ ٱللَّهِ هُوَ خَيۡرٗا وَأَعۡظَمَ أَجۡرٗاۚ﴾

Manası:   Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allâh katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allâh’tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allâh çok bağışlayandır ve  çok merhamet edendir.

Değerli Müslümanlar! Allâh’ın Mescid-i Haram’ına giden hacılar geri döndüler, müminlerin muhterem Kabe’yi, Hacerul-Esved’i, İsmail Taşı’nı, İbrahim’in makamını, Rahmet oluğunu, Nur dağını Arafat dağını, Rahmet dağını, Hira mağarasını, Uhud dağını, Hamza’nın kabrini, Tefle kuyusunu, Baki mezarlığını ve Zemzemi görmek için can attığı bir ömür yolculuğundan döndüler. Susamış canın sulandığı ve  âşık olanın aşkını bulduğu Resullerin Efendisi ve âlemlerin Rabbinin Sevgilisi, efendimiz, reisimiz, gözbebeğimiz Muḥammed  aleyhisselamın ziyaretinden döndüler. Allâh ondan razı olsun ve selamet versin.

Ey Hacı Kardeşim! Sen bir taat yolculuğundan, Yüce Yaradan’ın emrine uyma yolculuğundan döndün, bu yüzden yüce rabbimizden niyazımız haccının mebrur olmasıdır.

Ey İman Kardeşlerim! Yokluklarından sonra kendilerine kavuşmak, ayrıldıktan sonra bir araya gelmek, yolculuklarında başlarına gelen güzel şeyleri onlardan duymak için, yakınları ve sevdikleri, hacıları büyük bir şevkle beklemektedir. Ve onlardan hediye olarak misvak, zemzem suyu ve Medine-i Münevvere’nin hurmasını  beklemektedirler, onun sakinlerine salat ve selam olsun.

Ancak iman kardeşlerim, hacılarınızdan sizin için de mağfiret dilemelerini hatırlatmayı ihmal etmeyin. Çünkü Peygamber efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurdu:

اللهمَّ اغْفِرْ لِلْحَاجِّ وَلِمَنِ اسْتَغْفَرَ لَهُ الحاجُّ

Manası: Allâh’ım hacıyı ve hacının mağfiretini dilediği kişiyi de affet.

İman Kardeşlerim! Müslüman, misvak, zemzem suyu, hurma ve özellikle de Medine acvesi için varid olanı öğrenirse ve Abaye giymeyi, takke takmayı ve bunlara benzer şeyler için neler varid olduğunu öğrenirse hacıların getirdiği bu şeylerin kıymetini bilir.

O halde mümin kardeşlerim bu âdetleri devam ettirin; muhakkak ki efendilerin âdetleri, âdetlerin efendileridir. Misvak, hacı geldikten sonra sadece bir ay boyunca değil, yıl boyunca size eşlik etsin. Müslümanların kıyafetlerini elinizden geldiği kadar muhafaza edin ve gösterin, misvak taşımaktan, takke takmaktan Abaye giymekten utanmayın, çocuklarınızı bu güzel şeylere alıştırın. Misvak kullanmak, Abaye giymek ve takke takmak sadece hacıların dönüş mevsimi ile sınırlı değildir.

İlim öğrenen ve onunla amel edene ne mutlu. İnsanların birçoğu ilim öğrenmezler. İlim öğrenenlerin de birçoğu amel etmezler. Amel edenlerin de birçoğu ihlaslı olmazlar. Ey mümin kardeşim nefsini kontrol et ve hesaba çekilmeden önce kendini hesaba çek.

Ey İslam Gençliği! Ey İslam Gençliği! Sizlerden bazılarınız var ki dövme yapma, boynuna kolye takma ve saça birtakım şekil verme ve diğer durumlarda kafirlere benzemede onlara tabi olanlarınız var. Hatta öyle ki bu konuda rekabete girenler ve birbirleriyle yarışanlar var. Ancak sizler hayırlarda yarışmanız gerekir. Ayrıca selefi salihin, alimlerin ve Allâh Rasulü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) adetlerine uymanız konusunda yarışmalısınız. O ki, Allâh, onu bizlere örnek kılmıştır. Yüce Allâh şöyle buyurmaktadır:

﴿لَّقَدۡ كَانَ لَكُمۡ فِي رَسُولِ ٱللَّهِ أُسۡوَةٌ حَسَنَةٞ لِّمَن كَانَ يَرۡجُواْ ٱللَّهَ وَٱلۡيَوۡمَ ٱلۡأٓخِرَ وَذَكَرَ ٱللَّهَ كَثِيرٗا ٢١﴾

Manası: Andolsun ki Allâh’ın rızasını ve ahireti umanlar ve Allâh’ı çokça zikredenler için Allâh Rasûlünde güzel örnekler vardır.

Ey Hacı! Ehlin ve sevdiklerin senden hayır beklemektedirler. Sakın ola ki renklendirilmiş ve süslenmiş olarak farklı dillerde hacılara dağıtılan kitaplar ki içinde akidenin fesadından tutun da Allâh’ı yaratılmışlara benzetme, tevessülün haram oluşunun, Allâh Rasülünün kabrinin ziyaretinin haram olduğunun yazıldığı bu kitaplara dikkat edesin. Bu süslü ve renkli olup da bedava dağıtılan kitaplardan sakınmalısın çünkü içerisinde eğer kişi itikat ederse ayağının kayacağı ve kendisini helak edeceği şeyler bulunmaktadır.

Kitabın şekline, rengine ve süsüne aldanıp da içerisindeki fesat olan sokuşturulmuş bilgilere aldanan kimsenin durumu acayiptir ki kitabın içindeki bilgilerin sıhhatinden emin olmaz. Kendisine dağıtılan ve verilen kitabı içindeki bilgilerin doğruluğundan emin olmadan başkasına dağıtıyor. Renklerinin güzelliği kendisini cezbeden kitabı okumada aceleci davranır. Halbuki bu kitabı hallerinin bizlere gizli olmadığı sapıklar vermiştir. Nerede şerî mizan?! Neden selefi salihinin ilmi tahsil etmedeki metoduna uyulmaz. Selefi salihin telakki ve kitabı marifet ehlinin yanında zabt etmeden sadece kitaplara bakarak mı ilim alıyorlardı. Ey mümin Kardeşlerim! Bu ilim sizin dininizdir. Öyleyse dininizi kimden öğrendiğinize dikkat ediniz.

Allâh’ım bizden ve hacılarımızdan hayırlı amelleri kabul eyle, Müslüman hacılarımızın selametle döndükleri için Sana  hamd eder. Bizi ve onları bağışlamanı dileriz. Amin.

Sizler ve kendim için Allâh’a istiğfar ederim.

İkinci Hutbe

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ﷺ ve diğer peygamberlere olsun. Allâh mü’minlerin vâlidelerinden, Âl’den ve raşit halifeler Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali, rehber imamları Ebu Hanife, Malik, Eş-Şafii ve Ahmed ve evliyalardan ve salihlerden razı olsun.

Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Müslüman kardeşlerim! Şunu da bilin ki, Allâh sizlere büyük bir husus olan O’nun Peygamberine ﷺ salât ve selâm getirmeyi emretmiştir.

Allâh’ım! Efendimiz İbrâhîm’in ve İbrâhîm’in Âl’inin mertebelerini yücelttiğin gibi Peygamber Efendimiz Muḥammed’in ve Muḥammed’in Âl’inin mertebelerini yücelt. Şüphesiz Sen kâmil Kudret ve Rahmet ile vasıflanansın ve övülmeye layıksın.

Allâh’ım! Efendimiz İbrâhîm’e ve İbrâhîm’in Âl’ine bereket verdiğin gibi Peygamber Efendimiz Muḥammed’e ve Muḥammed’in Âl’ine bereket ver. Şüphesiz Sen kâmil Kudret ve Rahmet ile vasıflanansın ve övülmeye layıksın

Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul eyle. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Âmîn.

Kâmet getir!