Cennet Ehlinin Dili

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ve diğer peygamberlere olsun.

Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim. Allâh-u TeâKur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor:

﴿كِتَٰب فُصِّلَت ءَايَٰتُهُۥ قُرءَانًا عَرَبِيّا لِّقَوم يَعلَمُونَ ٣﴾

Manası: Gerçeği düşünüp gören ve Bilen bir kavim için, ayetleri çeşitli biçimlerde, birer birer ’fasıllar bölümler ve belgeler halinde açıklanmış’ Arapça Kur’an ve her konuda başvurulup okunan Kitap olarak gelmiştir. (Fussilet 3)

Değerli kardeşlerim; Allâh-u Teâlâ peygamber efendimizi ﷺ son peygamber ve en üstün peygamber kılmıştır. Şeriatı son şeriat ve ona indirmiş olduğu Kur’ân-ı Kerîm de son semavi kitaptır. Ve onu da dillerin en üstünü, en faziletlisi, en zengini ve en kolayı olan Arapça dilinde indirmiştir.

Allâh Rasûlü Arapça lugatının ehemmiyetini, faziletini ve yüceliğini bildirmek için şöyle buyurmuştur:

أَحِبُّوا العَرَبَ لِثَلاثٍ لِأَنِّي عَرَبِيٌّ والقُرْءَانَ عَرَبِيٌّ وكلامَ أَهْلِ الجنةِ عَرَبِيٌّ

Manası: Arapları üç hasletten dolayı sevin: Ben arabım, Kur’ân Arapçadır ve cennet ehlinin dili Arapçadır.

Arapça dili, dillerin en genişi, en şereflisi, en efdali ve en kâmilidir. Akıl sahibi olan insan bilir, kişinin Arapça dilinde ve onun ilminde güçlü olması halinde, bunun Kur’ân tefsiri ve peygamber efendimizin hadislerinin anlaşılması için çok önemli anahtarlardan bir anahtar olduğunu bilir.

En yüce ve değerli ilimlerden birisi olan tefsir ilmini ve diğer Kur’an ilimlerini, hadis-i şerif tefsirini, fıkıh usulu ilmini alınız. Bu Kur’an ilimlerini okuyan ve okutanlar nahiv, sarf, belağat, arap dili fıkhını almaları gerekir. Tıpkı insan hayatının kalbe ve beyne olan ihtiyacı gibi bu ilimleri alan kimse bunlara muhtaçtır. Bu durum tevhid ilmi, fıkıh ve fırkalardan bahseden ilim hakkında da aynıdır. Mutezilenin, mücessimenin, hulul akidesine inananların ortaya atmış olduğu kafa karıştırıcı şeylerin çoğu onların arapçanın kurallarına ve hükümlerine ve manalarına olan cahilliklerinden kaynaklanmaktadır. Tarih bize bunların çoğunu zikretmiştir. Büyük alimler o zamanda büyük çaba ortaya koymuşlar, konuların tahkiki için kalemlerini ortaya koymuşlar ve sağlam reddiyeler hazırlamışlardır ve o kafa karıştırıcı şeylerin karanlıklarını parıldayan   delillerle ve burhanlarla arapçanın ilimlerinden ilmi bir pay edinerek birbirinden ayırt etmişlerdir.

İşte o arapça dilimizdir ki o kendisiyle şereflendiğimiz ve kendisine tutunduğumuz Kur’an-ı Kerim’in lügatıdır. Onu ihmal etmeyi veya ondan ve onun ilimlerinden uzak olmayı veya lügatla oynamayı veya onu tahrif etmeyi veya kurallarını tahrif etmeyi kabul etmeyiz.

Arapça dilini öğrenmekte, metinlerini ezberlemekte ve mütemekkin olmakta çok ciddi olmamız gerekir. Çünkü bu dinin korunması ve Müslümanlar arasındaki bağın güçlendirilmesidir. Bu da kişinin Allâh nezdinde derecesinin yükselmesine vesiledir.

Allâh-u TeâKur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor:

﴿وَفِي ذَٰلِكَ فَليَتَنَافَسِ ٱلمُتَنَٰفِسُونَ ٢٦﴾

Manası: İşte imrenip yarışanlar (fani ve fena olan şeyler için değil) bunlar için heveslenip yarışıvermelidir.

Sizler ve kendim için Allâh’a istiğfar ederim.

İkinci Hutbe

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’eﷺ ve diğer Peygamberlere olsun.

Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Dua:

Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul eyle. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Âmîn.

Kâmet getir!