CAMİDE UYGULANMASI GEREKEN ÂDABLAR

Hamt Allâh’adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O; tektir, ortağı yoktur. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekanı yoktur. O’ndan başka Yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki Efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nûru Muḥammed ﷺ O’nun Rasûlü ve en sevgili kuludur. O ﷺ, risaleti tebliğ etmiş, emaneti yerine getirmiş ve ümmete nasihatta bulunmuştur. Allâh, onu diğer Peygamberleri mükâfatlandırdığı şeylerden daha fazlası ile mükâfatlandırsın. Allâh’ın salât ve selâmı Efendimiz Muḥammed’e ve diğer Peygamberlere olsun.

Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim. Allâh-u Teâlâ Et-Tevbeh suresinin 18. ayetinde şöyle buyuruyor:

﴿إِنَّمَا يَعمُرُ مَسَٰجِدَ ٱللَّهِ مَن ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱليَومِ ٱلأخِرِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَلَم يَخشَ إِلَّا ٱللَّهَ فَعَسَىٰ أُوْلَٰئِكَ أَن يَكُونُواْ مِنَ ٱلمُهتَدِينَ ١٨﴾

Manası: Muhakkak ki, Allâh’a ve ahiret gününe iman edenler, ihlaslı niyetle namazı kılıp, zekat vermeye itina gösterenler, bununla beraber ihlaslı olanlar, camileri muhafaza ederler. Onlar ki, hak yolda olanlardır.

Din kardeşlerim! Bugünkü cuma hutbemizin konusu yeryüzünde en hayırlı mekânlar hakkında olacaktır. Zira Allâh rasulü bir hadis-i şerifinde yeryüzünün en hayırlı mekânları camiler olduğunu belirtmiştir. Camiler en hayırlı yerler olmakla beraber, içinde hem namaz kılınır, hem Kur’ân-ı Kerim okunur, hem de başka başka iyi ameller işlenilmektedir.

Din kardeşim! Yer yüzündeki en hayırlı yerlerin camiler olduğunu bildiğin halde camilere sıkça gelmeye gayret etmez misin? İçinde oturup itikaf etmez misin? Kalbin onlara meyilli mi? Yoksa sen, camide bulunmaktan ve onlara gitme arzusundan alı mı koyuldun?

Kalbinin camilere bağlı olan kişiye kıyamet gününde arşın gölgesi altında olacağına dair müjde vardır. Bunu Peygamber Efendimiz bildirmiştir. Eğer insanlar camilerde ne kadar bereket ve hayrın olduğunu bilseler, camiye gelmekte yarışırlardı. Yanlız bazı insanların düştükleri durum bize üzüntü veriyor. Öyle insanlar vardır ki, camiye haftada bir kere gelirler, o da cuma namazına. Ve bazı insanlar camiye yılda iki kere gelirler o da bayram namazlarına.

Din kardeşlerim! Allâh-u Teâlâ camileri yüceltmiştir, cünkü onlar İslam‘ın simgelerindendir. Allâh-u Teâlâ El-Ḥacc suresinin 32. ayetinde şöyle buyuruyor:

﴿ذَٰلِكَ وَمَن يُعَظِّم شَعَٰئِرَ ٱللَّهِ فَإِنَّهَا مِن تَقوَى ٱلقُلُوبِ ٣٢﴾

Manası: İslamın simgelerini yüceltmek takvadandır.

Din kardeşim, camileri yücelt.

Camileri tiksindirici veya necis şeyler ile kirletmekten uzak dur, zira bu haramdır. Peygamber efendimiz buyurdu ki:

إنَّ هذهِ المساجدَ لا تَصْلُحُ لِشَىْءٍ مِنْ هذَا البَوْلِ وَلا القَذَرِ إنَّمَا هِيَ لِذِكْرِ اللهِ عزَّ وجلَّ وقراءَةِ القُرءَانِ اﻫ

Manası: Camide bevl etmek veya camiyi tiksindirici şeyler ile kirletmek haramdır. Camiler Allâh‘ı zikretmek ve Kur’ân okumak içindir.

Din kardeşim, camiyi temizlemekte yardımcı ol ve içinde Lubân ve Ûd kokusunu yay. Bu koku Ömerin zamanında Peygamber Efendimizin camisinde yayılırdı ve bugüne kadar her cuma yayılır. Din kardeşim, camiyi temizlemek şerefli bir ameldir. Ebu Hureyre camiyi temizleyen bir kadın hakkında konuştu. Peygamber Efendimiz onu sordu. Onlar da, ona sanki fazla değer vermeksizin, öldü diye cevap verdiler. Peygamber Efendimiz onun kabrine gidip, onun için cenaze namazını kıldıktan sonra dedi ki:

إنَّ هذهِ القبورَ مَمْلُوءَةٌ ظُلْمَةً علَى أهلِها وَإِنَّ اللهَ عزَّ وجلَّ يُنَوِّرُها لَهُمْ بِصَلاتِي عليهِم اﻫ

Manası: Kabirler karanlıktır, lakin Allâh onları namazımdan dolayı nurlandırır.

Din kardeşim! Camide alış verişte bulunma, zira bu İmam Tirmizi’nin rivayet ettiği bir hadiste geçmektedir.

Camiye giderken İmâm Aḥmed’in ve diğer âlimlerin rivayet ettiği hadiste geçen duayı oku:

اللهمَّ إنِّي أَسْأَلُكَ بِحَقِّ السّائِلينَ عليكَ وَبِحَقِّ مَمْشَايَ هذَا فَإِنِّي لَمْ أَخْرُجْ أَشَرًا وَلا بَطَرًا وَلا رِيَاءً وَلا سُمْعَةً، خَرَجْتُ اتِّقاءَ سَخَطِكَ وَابْتِغَاءَ مَرْضَاتِكَ فَأَسْأَلُكَ أَنْ تُنْقِذَنِي مِنَ النَّارِ وَتَغْفِرَ لِي ذُنوبِي إِنَّهُ لا يَغْفِرُ الذُّنوبَ إِلا أَنْت.

Bu duanın sırlarından, 70.000 meleğin onun için dua etmesidir. Camiye girerken hadiste geçen şu duayı oku:

بسمِ اللهِ اللهمَّ صَلِّ على محمَّدٍ اللهمّ اغفِرْ لِي وَافْتَحْ لِي أَبْوَابَ رَحْمَتِك

Oturmadan önce iki rekat namaz kıl. Ondan sonra Allâh‘ı zikret, Kur’ân oku, veya kendin için ve diğerleri için dua et, çünkü ezan ile kametin arasındaki dua müstecabdır. Camide bulunduğun sürece camide uygulanması gereken adapları yerine getir.

Bazı insanlar, camide günah içermeyen dünyalık şeylerin konuşulmasını yasaklarlar. Bu doğru değildir, eğer konuşması bir namaz kılanı veya Kur’ân okuyanı rahatsız etmiyorsa. Peygamber Efendimiz bir keresinde geceleyin sahabeler ile birlikte camideydi ve sahabeler Peygamber Efendimizin davetinden önce hasıl olan şeylerden bahsettiler ve gülüştüler. Peygamber Efendimiz de tebessüm etti.

Cami dışı haram olan konuşma, camide de haramdır, mesela gıybet gibi.

Öyleyse bazı insanların Peygamber Efendimize iftira edip, ona atfettikleri şu sözden sakının: “Camide konuşmak, ateşin kömürü yok ettiği gibi, iyi amelleri siler.” Bu yalandır ve kesinlikle Peygamber Efendimizin bir hadisi değildir.

Çokça susmak iyidir, hayırlı şeylerde hariç. Bu cami içerisi için ve cami dışı için de geçerli.

Ayrıca namaz kılan veya Kur’ân okuyanları rahatsız etme. İmam Beyhaki “Es-Sunen El-Kubrâ” adlı kitabında, Peygamber Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

أَلا إِنَّ كُلَّكُمْ يُنَاجِي رَبَّهُ فَلا يُؤْذِيَنَّ بَعْضُكُمْ بَعْضًا وَلا يَرْفَعَنَّ بعضُكُمْ علَى بَعْضٍ في القِراءَةِ فِي الصَّلاة اﻫ

Manası: Her biriniz Allâh’a dua ediyor, öyleyse birbirinizi rahatsız etmeyin ve sizden kimse namazda veya Kur’ân okurken diğerinden sesli olmasın.

Kardeşini tiksindirici kokular ile rahatsız etme, bilhassa cuma günleri. Cuma namazından önce alınan, sünnet-i müekkede olan, guslü ihmal etme! Cuma namazı için beyaz kıyafet giyin, tırnaklarını kes, koku sür ve soğan veya sarımsak yemekten sakın, zira Peygamber Efendimiz, İmam Muslim‘in rivayet ettiği bir hadiste şöyle buyuruyor:

مَنْ أَكَلَ البَصَلَ وَالثُّومَ والكُرَّاثَ فَلا يَقْرَبَنَّ مَسْجِدَنا فَإِنَّ الملائِكَةَ تَتَأَذَّى مِمَّا يَتَأَذَّى مِنْهُ بَنُو ءَادَم اﻫ.

Manası: Sarımsak, soğan veya pırasa yiyen kişi, camiye gelmesin, çünkü insaları rahatsız eden, melekleri de rahatsız eder.

Cuma günleri camiye erken gel, böylece sevab coğalır. Eğer imamın hutbesi esnasında camiye girersen, otur ve kimseyle konuşma, çünkü hutbeler esnasında konuşulmaz. Hutbeyi dinle ve hutbe bittikten sonra huşu ile namaza dur ve bunun son namazın olacağını düşün.

Din kardeşlerim! Camilere gidin ve içinde, kısa bir vakit için olsa bile, itikaf edin. Şüphesiz, bu iyi bir ameldir ve dışarlarda vakti boş yere harcamaktan daha hayırlıdır. Camileri koruyun ve başkalarının camiye gelmeleri için cesaret verin.

Ve camiden cıkarken, Peygamber Efendimizin söylediği şu duayı söyle:

بسمِ اللهِ اللهمَّ صلِّ على محمدٍ اللهمَّ افْتَحْ لِي أَبْوَابَ فَضْلِك

Belki duan kabul olur ve Allâh sana daha fazla verir.

Allâh’tan, doğruyu bulmamızı ve yapmış olduğumuz taatlerde muvaffak olmamızı dilerim.

Sizler ve kendim için Allâh’tan mağfiret dilerim.

İkinci Hutbe

Hamt Allâh’adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı Efendimiz Muḥammed’eﷺ ve diğer Peygamberlere olsun. Allâh müminlerin vâlidelerinden, âl’den ve raşit halifeler Ebûbekir, Ömer, Osman ve Ali, rehber imamları Ebû Ḥanîfe, Mâlik, eş-Şafiî ve Ahmet ve sâlih evliyalardan razı olsun.

Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Şunu da bilin ki Allâh sizlere büyük bir husus olan O’nun Peygamberine ﷺ salât ve selâm getirmek ile emretmiştir.

اللهُمَّ صَلِّ على سيّدِنا محمَّدٍ وعلَى ءالِ سَيِّدِنا محمدٍ كما صلَّيتَ على سيدِنا إبراهيمَ وعلى ءالِ سيِّدِنا إبراهيمَ وبَارِكْ عَلَى سيدِنا محمَّدٍ وعلَى ءالِ سيدِنا محمدٍ كمَا باركتَ على سيدِنا إبراهيمَ وعلَى ءالِ سيدِنا إبراهيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مجيدٌ

Allâhu Teâlâ şöyle buyurmuştur:

﴿يَٰأَيُّهَا ٱلنَّاسُ ٱتَّقُواْ رَبَّكُم إِنَّ زَلزَلَةَ ٱلسَّاعَةِ شَيءٌ عَظِيمٞ ١ يَومَ تَرَونَهَا تَذهَلُ كُلُّ مُرضِعَةٍ عَمَّا أَرضَعَت وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَملٍ حَملَهَا وَتَرَى ٱلنَّاسَ سُكَٰرَىٰ وَمَا هُم بِسُكَٰرَىٰ وَلَٰكِنَّ عَذَابَ ٱللَّهِ شَدِيد ٢﴾

El-Ḥacc suresi, 1. ve 2. ayet

Manası: “Ey insanlar! Rabbinize karşı takva sahibi olun! Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir. (1) Onu gördüğünüz gün, eğer emzikli bir kadın olsaydı emzirdiği çocuğu unuturdu ve eğer gebe bir kadın olsaydı çocuğunu düşürürdü. İnsanları adeta sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allâh’ın azabı çok şiddetlidir! (2)

Dua:

Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul et. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Âmin.

Kâmet getir!