Abdest

Muhakkak ki hamd Allâh’adır. Ona hamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur; O tektir, ortağı yoktur. Allâhu Subhânehu, mekânsız vardır; cisim değildir ve O’nun şekli yoktur. Rabbimiz cisimlerin ve yaratıkların sıfatlarından münezzehtir. Yine şehadet ederim ki Efendimiz Muhammed O’nun kulu ve rasûlüdür. Allâh, onu âlemlere rahmet, yol gösterici, müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndermiştir. Allâh’ın salât ve selâmı Efendimiz Muhammed’e, âline, ashabına ve onlara doğruca tabi olanlara olsun.

Mü’min kardeşlerim, sizlere ve kendime her şeye kadîr yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Allâhu Teâlâ yüce kitabında şöyle buyuruyor:

﴿إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلتَّوَّٰبِينَ وَيُحِبُّ ٱلمُتَطَهِّرِينَ ٢٢٢﴾

El-Bakarah Sûresi, 222. Âyet

Bu ayet-i kerime Allâh’ın, tevbe edenleri ve temizlenenleri sevdiğini bildiriyor.

Mümin kardeşlerim, Efendimiz Muhammed ﷺ Rasûlü’l-Hüdâ’dır. O’nun fiilleri istikametin fiilleridir. O’nun siyerine baktığınızda, hareketlerinde ve ibadetinde Müslümanın dini için yüce dersler ve faydalı öğütler görürsünüz. Allâhu Teâlâ yüce kitabında şöyle buyuruyor:

﴿لَّقَد كَانَ لَكُم فِي رَسُولِ ٱللَّهِ أُسوَةٌ حَسَنَة لِّمَن كَانَ يَرجُواْ ٱللَّهَ وَٱليَومَ ٱلأخِرَ وَذَكَرَ ٱللَّهَ كَثِيرا ٢١﴾

El-Ahzâb Sûresi, 21. Âyet

Bu ayet-i kerime, Allâh Rasûlü’nün ﷺ; Allâh’tan korkan, ahirette Allâh’tan mükafat bekleyen ve Allâh’ı çok zikredenler için güzel bir örnek olduğunu bildiriyor.

Ey Mü’min kardeşim, abdest almaya kalktığında hiç kendine, yaratıkların en hayırlısı olan Efendimiz Muhammed ﷺ nasıl abdest alırdı ve abdest alma ibadetini nasıl eda ederdi diye sordun mu? Enes bin Mâlik’ten rivayet edildiğine göre Rasûlullâh ﷺ bir müd su ile abdest alırdı. Bir Müd, mu’tedil iki avuç dolusu miktardır. Peygamber Efendimiz ﷺ müsrif değildi; abdest almak için sadece ihtiyacı kadar su kullanırdı. İbn-i Mâce’nin rivayet ettiği gibi, Rasûlullâh ﷺ akan bir nehirden dahi olsa abdest alırken suyu israf etmeyi nehyetmiştir.

İmam Buhari ve İmam Muslim, Humrân’dan Efendimiz Muhammed’in ﷺ nasıl abdest aldığını rivayet etmişlerdir. Seyyiduna Osman bin Affan (radiyallâhu anhu) abdest almak için su istedi ve üç defa ellerini yıkadı. Sonra mazmazada (ağzı çalkalamak), istinşakta ve istinsarda bulundu. İstinsar, sümük ve benzeri şeyleri burundan çıkarmaktır. Sonra Seyyiduna Osman (radiyallâhu anhu) üç kere yüzünü yıkadı. Yüzün sınırı ey sevgili kardeşlerim, insanların genelinin saç bitiminden çeneye kadardır. Çene ise, çene kemiklerinin birleşme yeridir. Genişlik olarak yüzün sınırı ise, bir kulaktan diğer kulağa kadardır. Yüzün sınırı içindeki kıllar ve cilt de mutlaka yıkanmalıdır. Abdestin sahih olması için yüzü bir kere yıkamak yeterlidir; lakin üç kere yıkamak sünnettir. Sonra Seyyiduna Osman (radiyallâhu anhu) üç kere dirseklerle beraber sağ kolunu yıkadı, sonra aynı şekilde sol kolunu yıkadı; çünkü sağ kolu sol koldan önce yıkamak sünnettir. Sonra başını meshetti; çünkü başın sınırı dahilindeki bir kısmı meshetmek abdestin rükünlerindendir; bir tek saç olsa dahi. Sünnet olanı ise, Rasûlullâh’tan ﷺ rivayet edildiği gibi başın tamamını meshetmektir. Başı meshettikten sonra, başın meshedildiği sudan başka bir su ile kulakları meshetmek de sünnettir. Sonra Seyyiduna Osman (radiyallâhu anhu) üç kere aşık kemikleri ile birlikte sağ ayağını yıkadı. Aşık kemikleri, ayağın üstünde olup her iki tarafta bulunan çıkıntılı kemiklerdir. Ayaklar yıkanırken parmakların arası ve ayakta bulunan kıllar veya et ben gibi fazlalıklar da yıkanır. Sonra Seyyiduna Osman (radiyallâhu anhu) aynı şekilde sol ayağını da yıkadı. Zira sağ taraf sol taraftan önce yıkanır. Ebu Hureyre (radiyallâhu ahnu), Rasûlullâh’ın ﷺ şöyle buyurduğunu söylemiştir:

“إِذَا تَوَضَّأْتُمْ فَابْدَءُوا بِمَيامِنِكُمْ”

En-Nesâî rivayet etmiştir.

Manası: Abdest aldığınız zaman, sağınızdan başlayın!

Ayakların üç kere yıkanması, sünnet olduğu içindir; aksi takdirde bir defa yıkamak da yeterlidir. Sonra Seyyiduna Osman (radiyallâhu anhu) şunu söylemiştir: “Rasûlullâh’ın ﷺ benim aldığım bu abdest gibi abdest aldığını gördüm.”

İşte Rasûlullâh ﷺ böyle abdest alırdı. Allâh Rasûlü’ne uyanlara müjdeler olsun!

Seyyiduna Ömer’den (radiyallâhu anhu) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz ﷺ şöyle buyuruyor:

“مَنْ تَوَضَّأَ فَأَحْسَنَ الوُضوءَ ثمَّ قالَ أَشْهَدُ أَنْ لا إِلهَ إِلا اللهُ وحدَهُ لا شَريكَ لهُ وأشهَدُ أنَّ محمدًا عبدُهُ ورسولُهُ اللهُمَّ اجْعَلْنِي مِنَ التَّوَّابِينَ وَاجْعَلْنِي مِنَ الْمُتَطَهِّرِينَ فُتِحَتْ لَهُ ثَمانِيةُ أَبوابِ الجنَّةِ يدخُلُ مِنْ أَيِّهَا شَاءَ”

Manası: “Kim abdest alır ve bunu güzel bir şekilde yapar, sonra da “Eşhedu ellâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerîke lehu ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasûluh, Allâhummecalnî minet-tevvâbîne vecalnî minel-mutatahhirîn.’’ derse cennetin sekiz kapısı kendisine açılır ve istediği kapıdan girer.”
Başka bir hadis-i şerifte de Allâh Rasûlü ﷺ şöyle buyuruyor:

“مَنْ تَوَضَّأَ كمَا أُمِرَ وَصَلَّى كما أُمرَ غَفَرَ اللهُ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ”

Manası: “Kim emredildiği gibi abdest alır ve emredildiği gibi namaz kılarsa, önceden yapmış olduğu (küçük) günahlarını Allâh affeder.”

Yaratıkların en hayırlısına güzel bir şekilde uyanlara ne mutlu!

Allâh’ım, bizleri, tevbe eden ve temizlenen kullarından eyle! Bizleri, Efendimiz Muhammed’e güzel bir şekilde uyan kullardan kıl!

Sizler ve kendim için Allâh’a istiğfar ederim.

İkinci Hutbe:

Allâh’a hamdeder ve O’ndan yardım dileriz. Allâh’ın salât ve selâmı Efendimiz Muhammed’e, âline, ashabına ve onlara doğruca tabi olanlara olsun.

Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Allâh Rasûlü ﷺ şöyle buyuruyor:

“الطُّهورُ شَطْرُ الإِيمانِ”

İmam Muslim rivayet etmiştir.

Bu hadis-i şerif, temizliğin İslâm dininde çok önemli bir yeri olduğunu bildiriyor.

Kamil Müslüman, emredildiği şekilde abdest alır; rükünleri ile şartlarını yerine getirir ve amelin sıhhatini bozacak şeylerden kaçınır. Tam olarak sevaba nail olabilmek için de abdestin sünnetlerini yerine getirir. Abdestin şartları, amelin sahih için mutlaka gereklidir; lakin onlar abdestin birer parçası değildirler. Abdestin şartlarından bazıları şunlardır: Suyun temiz ve temizleyici olması ve abdest alınırken yıkanacak olan yere tırnak ojesi gibi suyun ulaşmasını engelleyecek bir engelin olmaması. Rükünler ise abdestin birer parçasıdırlar; onlar olmadan amel sahih olmaz. Abdestin rükünleri altı tanedir: Niyet: Abdestin fiiline niyet etmek veya benzeri bir şekilde başka bir niyette bulunmak, yüzün tamamını yıkamak, kolları dirseklerle birlikte yıkamak, başın bir kısmını meshetmek, ayakları aşık kemikleri ile birlikte yıkamak ve bu şekildeki sıraya riayet etmek. Abdestin sünnetleri ise, örneğin suyu israf etmemek ve başın tamamını meshetmektir ve uzuvları üç kere yıkamak gibi rükünlerden hariç olarak yapılan şeylerdir.

Allâh’tan niyaz ederiz ki, ibadetlerimizi O’nun seveceği ve razı olacağı şekilde eda etmeyi bizlere nasip eylesin, böylece Kıyamet gününde kurtulanlardan olalım.

Bilin ki, Allâh sizlere yüce bir emirle emrediyor. Allâh sizlere Rasûlüne salât ve selâm getirmenizi emrediyor.

Allâhu Teâlâ yüce kitabında şöyle buyuruyor:

﴿إِنَّ ٱللَّهَ وَمَلَٰئِكَتَهُۥ يُصَلُّونَ عَلَى ٱلنَّبِيِّ يَٰأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ صَلُّواْ عَلَيهِ وَسَلِّمُواْ تَسلِيمًا ٥٦﴾