MÜ’MİN RAMADÂN GÜNLERİNİ NASIL GEÇİRMESİ GEREKİR

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O; tektir, ortağı yoktur. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekânı yoktur. O’ndan başka Yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nuru Muḥammed ﷺ O’nun Rasûlü ve en sevgili kuludur. O ﷺ, risaleti tebliğ etmiş, emaneti yerine getirmiş ve ümmete nasihatta bulunmuştur. Allâh, onu diğer peygamberleri mükâfatlandırdığı şeylerden daha fazlası ile mükâfatlandırsın. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ve diğer peygamberlere olsun.

Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim. O’na karşı takvalı olun ve O’ndan hakkıyla korkun.

Allâh-u TeâKur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmuştur:

﴿أَمَّنۡ هُوَ قَٰنِتٌ ءَانَآءَ ٱللَّيۡلِ سَاجِدا وَقَآئِما يَحۡذَرُ ٱلۡأٓخِرَةَ وَيَرۡجُواْ رَحۡمَةَ رَبِّهِۦۗ قُلۡ هَلۡ يَسۡتَوِي ٱلَّذِينَ يَعۡلَمُونَ وَٱلَّذِينَ لَا يَعۡلَمُونَۗ إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُوْلُواْ ٱلۡأَلۡبَٰبِ

(Ez-Zumer; 9. ayet)

Bu ayetten, bilenler ile bilmeyenlerin bir olmadığı anlaşılmaktadır.

Allâh’ın kulları, muhakkak ki yeniden Ramadân ayına kavuştuk. Bu ay; tövbe, zühüt, nefsi kırma, ruhu temizleme, Kur’ân-ı Kerîm‘i okuma, gece namazı kılma ve hayırları çoğaltma ayıdır. Ey Allâh’ın kulu, günlerini ve nefeslerini Allâh’a ibadet etmekte kullan. Muhakkak ki her kim boş vaktini faydalı olan şeylerle doldurmazsa, faydalı olmayan şeylerle meşgul olur.

Fecir vaktinde Allâh-u Teâlâ’yı üç kere şu şekilde zikrederek başla:

بِسمِ اللهِ الّذي لا يَضُرُّ معَ اسمِهِ شَىْءٌ في الأرضِ ولا في السّماءِ وهو السميعُ العليمُ

Bismillâhilleżî lâ Yadurru measmihî Şey’un fil-Erdi velâ fis-Semâ’i vehuve’s Semîu’l Alîm

Bu zikir sevgili peygamber efendimiz’den varid olmuş ve her kim sabah akşam üç defa okursa Allâh’ın izni ile ona hiçbir şey zarar vermez. Ey din kardeşim; sonra peygamber efendimiz’den rivayet olan tahsinleri yap ki Allâh-u Teâlâ seni insanların ve cinlerin zararlarından korusun.

Sonra sabah namazını cemaatle kıl. Çünkü peygamber efendimiz bir hadis-i şerif‘te şöyle buyurmuştur:

مَنْ صلّى العِشاءَ في جَمَاعَةٍ فكأنَّما قامَ نِصْفَ الليلِ ومَنْ صَلَّى الصُّبْحَ في جماعةٍ فكأنَّما صَلَّى الليلَ كلَّه اﻫ

Manası: Her kim yatsı namazını cemaatle kılarsa sanki gecenin yarısını namaz kılarak geçirmiş gibi olur ve her kim sabah namazını da cemaatle kılarsa sanki gecenin hepsini namazla geçirmiş gibi olur (Yani ona benzer sevap kazanır). (Muslim)

Kur‘ân-ı Kerîm halkasında bulunanlardan ol çünkü Ramadân ayı, Kur’ân ayıdır. Aynı şekilde güvenilir ilim ehlinin verdiği zaruri din ilmi meclislerine katılmaya gayret göster çünkü Ebu Zerr’den Rasûlullâh’ın kendisine şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

يَا أَبَا ذَرٍّ لَأَنْ تَغْدُوَ فَتَتعَلَّمَ ءَايَةً مِنْ كِتابِ اللهِ خَيرٌ لكَ مِنْ أَنْ تُصَلِّيَ مائةَ رَكْعَةٍ وَلَأَنْ تَغْدُوَ فَتتَعَلَّمَ بَابًا مِنَ العِلْمِ خَيرٌ لَكَ مِنْ أَنْ تُصَلِّيَ أَلْفَ رَكْعَةٍ اﻫ

Manası: Ey Ebu Zerr, Kur’ân’dan bir âyet öğrenmen, senin için yüz rekat nafile namaz kılmandan daha hayırlıdır. Ve din ilminden bir bölüm öğrenmen, senin için bin rekat nafile namaz kılmandan daha hayırlıdır. (İbni Mâceh Suneninde)

Bu büyük hayrı, din ilmini öğrenmeyi kaçırma, özellikle bu faziletli ayda!

Daha sonra dünyevî işine gidersen salih bir niyette bulunmayı ihmal etme ki sevap kazanasın ve amellerin ve nefesin boşa gitmesin. Çalışırken Allâh’tan kork! Yalan söyleme, hile yapma ve yaratılmışların en hayırlısı ve Allâh-u Teâlâ’nın en sevgili kulu, efendimiz Muḥammed’in ﷺ şu sözüne uyanlardan ol:

الصيامُ جُنَّةٌ فإذَا صامَ أحدُكُمْ فلا يَرفُثْ ولا يَجْهَلْ وإِنِ امْرُؤٌ قاتَلَهُ أو شاتَمَهُ فليَقُلْ إِنِّي صَائِمٌ إِنِّي صَائمٌ اﻫ

Manası: Oruç, bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu iken kötü söz söylemesin, başkasıyla kavga etmesin, şayet birisi ona çatıp sataşır veya söverse “Ben oruçluyum, ben oruçluyum” desin. (İmam Mâlik “El-Muvatta’”)

İşte bu, Rasûlullâh’ın emrettiği ahlaktır. Güzel ahlak üzerinde kal. Ramadân ayında cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve büyük şeytanlar zincire vurulur. Oruçlu olmak başkalarına sövmek için özür değildir. Öyleyse oruçlu olduğunu bahane ederek insanlara sövmekten, onları azarlamaktan ve onlara lanet etmekten sakın! Ey Allâh’ın kulu Allâh’tan kork! Vakitler hayırlı amellerle tatlı olur ve böylece Allâh-u Teâlâ açlık ve susuzluğun birlikte getirdiği zorluğu kolaylaştırır ve vakit çabuk geçer. İkindi namazı için ezan okunduğunda hayır meclisine giderken başkalarını da götür ki sevabın artsın ve ecrin büyüsün. Komşun, arkadaşın veya çocuğunla birlikte, camiye ikindi namazına git. Sonra kalp ve kulaklarına güzellik yap ve telakkî yoluyla din ilmini almış güvenilir insanların ağızlarından dersler dinle! Böylece Allâh’a nasıl itaat edeceğini öğrenirsin ve bu dünyada ahiretin için hazırlık yapmış olursun.

Dersten sonra eve git ve öğrendiklerini ehline öğret! Rasûlullâh  ﷺşöyle buyurmuştur:

بَلِّغُوا عَنِّي وَلَوْ ءَايَة اﻫ

Manası: Benden bir ayet bile olsa tebliğ edin. (Buhari ve başkaları)

Eğer eşinin yardıma ihtiyacı var ise bunda çabuk davran! Ona yardımcı ve güler yüzlü ol, güzel bir şekilde hitap et ve onun yükünü güzel sözler ile hafiflet. Rasûlullâh’ın şu sözünü hatırla:

خِيارُكُمْ خِيارُكم لأهلِهِ وأنَا خيرُكم لأهلِه اﻫ

Manası: Sizin en hayırlınız ehline (yani eşine) en hayırlı olanınızdır. Ben ehline karşı en hayırlı olanınızım. (İbni Hibban ve başkaları)

Fakir komşuna veya tanıdığın bir muhtaca Allâh rızası için yemeğinden ve içeceğinden göndermen, iftar edecek bir şey bulamayana iftar ettirmen ne de güzel bir şeydir. Böylece Rasûlullâh’ın ﷺ şu sözüyle vaad ettiği sevaba nail olursun:

مَنْ فطَّرَ صائمًا كَانَ لَهُ مِثْلُ أَجْرِهِ غيرَ أنَّهُ لا يَنقُصُ من أجرِ الصائمِ شَيئًا اﻫ

Manası: Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlunun sevabına benzer bir sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez. (Tirmizi)

Bu hadisten maksat, ecrin her yönden birebir aynısı olduğu değildir, çünkü Ramadân ayı orucunu tutan kişi, farz orucunu tutuyor ve ona iftarını yaptıran, nafile bir amel yapmış olur. Nafile, farz ile eşit değildir. Peygamberimiz ﷺ bir hadis-i kudsî’de şöyle buyurmuştur:

قالَ اللهُ عزَّ وجلَّ ومَا تقَرَّبَ إِلَيَّ عَبْدِي بِشَىءٍ أحبَّ إِلَيَّ مِمَّا افْتَرَضْتُ عَلَيْهِ اﻫ

Manası: Allâh-u Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: Kişiyi Benim rızama yaklaştıran en faziletli ameller, farzlardır.

Güneşin batımını takip etmen veya takip eden güvenilir bir müezzinin ezanını işitmenle vaktin girdiğinden emin olduğunda, orucu açmak için acele et. Peygamber efendimiz bir hadis-i şerif’inde şöyle buyurdu;

لا يزالُ الناسُ بخيرٍ ما عجَّلوا الفِطرَ اﻫ

Manası: İnsanların güzel adetlerinden birtanesi, (vakit girdikten sonra) iftar için acele etmeleridir.

Daha sonra de ki; Allâh’ım Senin için oruç tuttum ve Senin verdiğin rızık ile orucumu açtım. Susuzluk gitti, boğazlar ıslandı ve İnşê’Allâh ecir hasıl oldu.

Orucunu ise hurma ile aç. Eğer hurma yoksa su ile aç. Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur:

إذا أَفْطَرَ أَحَدُكُم فَلْيُفطِرْ على تمرٍ فَإِنَّه بَرَكَةٌ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَليُفطِرْ على ماءٍ فإنَّه طَهُورٌ اﻫ

Manası: Herhangi biriniz iftar etmek istediği zaman hurma ile iftar etsin. Muhakkak ki hurma berekettir. Hurma bulamazsa su ile iftar etsin. Muhakkak ki su temizdir. (Tirmizi)

Ardından akşam namazını kıl değerli kardeşim. Daha sonra iftarını tamamladığında himmetle yatsı ve Kıyam Ramadân namazı için camiye git. Kur’ân okumayı arttır. Geç yatıp geç kalkmak için vaktini televizyon karşısında bir kanaldan başka bir kanala atlayarak faydasız bir şekilde harcamaktan kaçın. Teravih namazından sonra yatak odana geç ve şunu söyle اللهمَّ بِاسمِكَ أموتُ وأحيا (Allâhumme bismike Emûtu ve Eḥyâ) ki kalbin güçlensin ve dinç bir şekilde fecirden önce teheccüt ve Kur’ân kıraatı için kalkabilesin. Sonra sahur yemeğini ye, çünkü peygamber efendimiz ﷺ şöyle buyurmuştur:

فإِنَّ فِي السحورِ بَرَكَة

Manası: Muhakkak ki sahurda bereket vardır. (Buhari)

Orucun farzlarından biri, fecirden önce niyet etmektir. Örneğin “Allâh rızası için bu senenin gelecek günün farz olan Ramadân ayı orucunu iman ederek tutmaya niyet ettim.” diye niyet edebilirsin kalbinde.

Ey Müslüman kardeşim; bil ki Ramadân’ın her gecesinde, kadir gecesi olma ihtimali vadır. Bunu göz önünde bulundurarak dualarını ve namazlarını her gecede ve özellikle Ramadân ayının son on gecesinde çoğalt, çünkü kadir gecesindeki ibadet, içerisinde kadir gecesi olmayan bin aydaki ibadetten daha hayırlıdır.

Ramadân’da bolluğu ve çeşitli yemekleri çoğaltmayı terk et. Rasûlullâh ﷺ bazı ashabına şöyle buyurmuştur:

إِيَّاكَ والتَّنَعُّمَ فإِنَّ عبادَ اللهِ ليسُوا بِالْمُتَنَعِّمِينَ اﻫ

Manası: Bolluktan kaçının. Allâh’ın salih kulları bolluk içinde olmazlar.

Sakın ha vaktini eğlenceye, günahlara ve boş işlere harcama. Vaktini değerlendir ve başkalarına da vakitlerini değerlendirmeleri için öğüt ver. Faydasız şeylerle vakit geçireceğine akrabalarını ziyaret et ve sıla-i rahimde bulun, çünkü bunlar ahiret için faydalı olan şeylerdir.

Allâh’ım, bulutun gölge verdiği Muḥammed’in ﷺ hürmeti için bize namazı, orucu ve sıla-i rahimi kolaylaştır.

Sizler ve kendim için Allâh’a istiğfar ederim.

İkinci Hutbe

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ﷺ ve diğer peygamberlere olsun. Allâh mü’minlerin vâlidelerinden, Âl’den ve raşit halifeler Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali, rehber imamları Ebu Hanife, Malik, Eş-Şafii ve Ahmed ve evliyalardan ve salihlerden razı olsun.

Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı ve Rasûlünün yolundan gitmeyi tavsiye ederim.

Müslüman kardeşlerim! Şunu da bilin ki, Allâh sizlere büyük bir husus olan O’nun peygamberine ﷺ salât ve selâm getirmeyi emretmiştir.

Allâh’ım! Efendimiz İbrâhîm’in ve İbrâhîm’in Âl’inin mertebelerini yücelttiğin gibi peygamber efendimiz Muḥammed’in ve Muḥammed’in Âl’inin mertebelerini yücelt. Şüphesiz Sen kâmil Kudret ve Rahmet ile vasıflanansın ve övülmeye layıksın.

Allâh’ım! Efendimiz İbrâhîm’e ve İbrâhîm’in Âl’ine bereket verdiğin gibi peygamber efendimiz Muḥammed’e ve Muḥammed’in Âl’ine bereket ver. Şüphesiz Sen kâmil Kudret ve Rahmet ile vasıflanansın ve övülmeye layıksın.

Allâh-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿يا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُـوا رَبَّكُـمْ إِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَىْءٌ عَظِيمٌ  (1)يَوْمَ تَرَوْنَها تَذْهَلُ كُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَمْلٍ حَمْلَهَا وتَرَى النَّاسَ سُكارَى وَمَا هُمْ بِسُكَارَى وَلكنَّ عَذَابَ اللهِ شَدِيدٌ(2)

Manası: Ey insanlar! Rabbinize karşı takva sahibi olun! Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir. Onu gördüğünüz gün, eğer emzikli bir kadın olsaydı emzirdiği çocuğu unuturdu ve eğer gebe bir kadın olsaydı çocuğunu düşürürdü. İnsanları adeta sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allâh’ın azabı çok şiddetlidir! (El-Ḥacc suresi, 1. ve 2. ayetler)

Dua:

Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul eyle. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Âmîn.

Kâmet getir!