Vermiş Olduğu Nimetlerden Dolayı Allâh’a Çokça Şükretmek

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ve diğer peygamberlere olsun.

Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı ve Rasûlü’nün yolundan gitmeyi tavsiye ederim.

Allâh-u Teâlâ yüce kitabında şöyle buyuruyor:

﴿وَقَلِيل مِّن عِبَادِيَ ٱلشَّكُورُ ١٣﴾

Manası:  Kullarımdan takva sahibi olanlar pek azdır.(Sebe’ 13)

Peygamber efendimiz bir hadisi şerifinde şöyle buyurmuştur:

الناسُ كَإِبِلٍ مائةٍ لَا تَكَادُ تَجِدُ فِيهَا رَاحِلَةً

Manası: İnsanlar yüz deveye benzer; içlerinde neredeyse bir tane binek devesi bulamazsın! (İmam Müslim)

İnsanların durumlarına, ülkelerin farklılığına, ümmetlerin ve halkların çeşitliliğine bakan kimse insanların hepsinin eşit olmadığını görür. İnsanların çeşitli hobileri, farklı görüşleri ve farklı yolları vardır. Her toplumun kendine ait adetleri ve görenekleri vardır. Bu insanlardan pek azı kendilerine birçok nimetleri bahşeden Allâh’a hakkıyla şükrederler. Bilakis insanların çoğu şükrün hakikatını, kendilerine bu şükürden hangisinin Rablerine karşı yapmalarının farz olduğunu bilmezler. Allâh’ın kendisini hakka muvaffak kıldığı ve kalbini hidayetle aydınlattığı kimsenin alemlerin Rabbi’ne şükretmesi önemlidir.

Bilinsin ki kullara farz olan şükrün manası bedenini, organları ve mal gibi Allâh’ın sana lütfuyla verdiği nimetleri Allâh’ın haram kıldığı şeylerde kullanmamandır. Bu da organların günahlarının neler olduğunu öğrenmeni gerektirir ki neyi işlemen haramdır bilesin ve ondan kaçınasın diye. Çalıştığın şeyleri helal yoldan temin etmenin sahih olması için muamelat hükümlerinden ihtiyacın olan şeyleri öğrenmendir. İnsanlardan kimisi de var ki şükrü yerine getirmez. Kesinlikle şükürden herhangi bir şeyi yerine getirmez. Tıpkı bazılarının kibrinden dolay hidayeti (hak yolu) kabul etmedikleri gibi.

Allâh’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe iman etmez. Küfür olan şeylere itikat eder, tevhidi reddeder. Haramı işler ve onda herhangi bir beis görmez. Allâh’ın haram kıldığı haramlara muvafakat göstermezler. Hakkıyla Allâh’ın dinini yaşamaz. Onu zalim, inatçı görürsün.

Din onu saptırmaktan alıkoymaz ve hiçbir yasa onu kötülük yapmaktan alıkoymaz. İşte bunlar şükürden herhangi bir şeyin gerçekleşmediği kimselerdir. Çünkü onlar farzların aslını ve en üstününü kaybetmişlerdir. O da Allah’ın salih amellerin kabul olmasını şart kıldığı imandır. Bazı insanların bu aslı terk etmesi sebebiyle onların ameli faydasız olur ve onlar hakkında şu ayet uygun düşer:

﴿وَقَدِمنَا إِلَىٰ مَا عَمِلُواْ مِن عَمَل فَجَعَلنَٰهُ هَبَاء مَّنثُورًا ٢٣﴾

Manası: O kafirlerin yapmış oldukları amelleri saçılmış toz taneleri gibi kılmışızdır.(Furkân 23)

Hutbenin başında zikrettiğim imam Müslim’in rivayet ettiği hadiste “İnsanlar yüz deveye benzer; içlerinde neredeyse bir tane binek devesi bulamazsın.” İnsanların çoğunun eksik olduğuna işaret vardır, Dünyada züht sahibi olan, ahirete rağbet gösteren, şükrü yerine getiren fazilet ehli ise onların sayısı cidden azdır. Onların durumu deve sürüsü içindeki yolculuğa elverişli olan deve misali gibi azdır.

﴿وَلَٰكِنَّ أَكثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعلَمُونَ ٤٠﴾

Manası: Ancak insanların çoğu bilmezler. (Yûsuf 40)

Sizler ve kendim için Allâh’a istiğfar ederim.

İkinci Hutbe

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’eﷺ ve diğer Peygamberlere olsun.

Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Dua:

Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul eyle. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Âmîn.

Kâmet getir!