Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O; tektir, ortağı yoktur. O’nun zıddı ve dengi yoktur. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekânı yoktur. O’ndan başka Yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nuru Muḥammed ﷺ O’nun Rasûlü ve en sevgili kuludur. O ﷺ, risaleti tebliğ etmiş, emaneti yerine getirmiş ve ümmete nasihatta bulunmuştur. Allâh, onu diğer peygamberleri mükâfatlandırdığı şeylerden daha fazlası ile mükâfatlandırsın. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ve diğer peygamberlere olsun.
Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kadîr olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.
Bugünkü kelamımız, en yüce gece olan Kadir gecesi hakkında olacaktır.
El-Kadr suresinin birinci ayeti, Kur’ân-ı Kerîm’in, Ramadân ayının Kadir gecesinde (o zamandaki senenin 24. gecesi) Levh-i mahfûzdan, dünya semasında bir ev olan Beytu’l İzze denilen makâma bir defada indirildiği bildirilmektedir.
Mü’min kardeşlerim, biliniz ki Allâh Teâlâ “el-Kelâm” sıfatı ile mevsûftur. O tekellüm eder ve O’nun kelâmı yaratılmışların konuşmasına benzemez. Allâh’ın zatı yaratılmışların zatına benzemez ve O’nun sıfatları yaratılmışların sıfatlarına benzemez. O’nun tekellüm etmesi herhangi bir dilde olmaksızın, harfle veya sesle değildir. Allâh’ın kelâmının ne başlangıcı ne de sonu vardır. Kur’ân-i Kerîme aynı zamanda Allâh’ın kelâmı da denir ve Allâh’ın bütün sıfatları gibi Kelam sıfatıda başlangıçsız ve sonzusdur. Peygamber efendimiz Muhammed’e indirilen ve Müslümanların dilleriyle okudukları, ezberledikleri ve levhalara yazdıkları Kitap (Lafz), Allâh’ın başlangıcı ve sonu olmayan Kelâm’ına işaret eder ve bu anlamda “Kalâmu l-Lâh” olarak adlandırılır. Ancak Allâh’ın harfler, sesler ve lugatlar ile konuştuğu anlamına gelmez, çünkü harfler, sesler ve lugatlar yaratılmıştır, Allâh ise başlangıcı olmayandır. Onu yaratılmış bir sıfatlarla tanımlamak aklen imkansızdır. Kur’ân-i Kerîme ´Kelâmu’l-Lâh´ denmesinin sebebi, onun ne melekler ne de insanlar tarafından yazılmış olmasıdır.