Hamd Allâh’adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O; tektir, ortağı yoktur. O’nun zıddı ve dengi yoktur. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekanı yoktur. O’ndan başka yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nûru Muhammed ﷺ O’nun kulu, rasûlü ve en sevgili kuludur. O ﷺ, risaleti tebliğ etmiş, emaneti yerine getirmiş ve ümmete nasihatta bulunmuştur. Allâh, onu diğer peygamberleri mükâfatlandırdığı şeylerden daha fazlası ile mükâfatlandırsın. Allâh’ın salât ve selâmı Efendimiz Muhammed’e ve diğer peygamberlere olsun.
Mü’min kardeşlerim, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.
Rasûlullâh ﷺ, Beyt-i Makdis’de peygamberlerle onlara imam olarak namaz kıldıktan sonra göğe yükseldi. Orada Cebrail kapının açılmasını istedi, ona: “Kimsin?” denildi. O da: “Cebrail” dedi. “Yanında kim var?” denildi. O: “Muhammed” dedi. “Ona gelsin diye haber gönderildi mi?” denildi. Cebrail: “Evet gönderildi.“ dedi. Cebrail: “Evet gönderildi.” dedi. Peygamber efendimiz ﷺ şöyle buyurmuştur:
فَفُتِحَ لنَا فَإِذَا أَنَا بِآدَمَ فَرَحَّبَ بي ودعَا لِي بِخَيْرٍ ثُمَّ عُرِجَ بِنَا إلَى السّماءِ الثانيةِ فَاسْتَفْتَحَ جبريلُ فقيلَ مَنْ أَنْتَ قالَ جبريلُ قيلَ وَمَنْ مَعَكَ قالَ مُحمَّدٌ قيلَ وَقَدْ بُعِثَ إليهِ قالَ وقَدْ بُعِثَ إليهِ فَفُتِحَ لنا فإذَا أنَا بِابْنَيِ الخالَةِ عيسَى ابنِ مريمَ ويحيَى بنِ زَكَرِيَّاءَ فَرَحَّبا وَدَعَوَا لِي بِخَيْر اﻫ
Manası: “Böylece bize kapı açıldı ve Âdem´le karşılaştım! Beni hoş karşıladı ve bana hayırlı dualar etti. Sonra ikinci semaya çıkarıldık. Cebrail kapının açılmasını istedi, ona: “Kimsin?” denildi. O da: “Cebrail” dedi. “Yanında kim var?” denildi. O: “Muhammed” dedi. “Ona gelsin diye haber gönderildi mi?” denildi. O da: “Evet” dedi. Bize kapı açıldı ve teyze oğlulları olan Îsa bin Meryem ile Yahyâ bin Zekeriyyâ‘ ile karşılaştım. Beni hoşça karşıladılar ve benim için hayırlı duada bulundular. ”