Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime aziz ve bağışlayıcı olan Allâh’a karşı takvalı olmayı, seçilmiş peygamberin yolundan gitmeyi, O’nun şeriatına ölünceye kadar sadık kalmayı ve Salihlerin amelleriyle amel etmeyi tavsiye ediyorum.
Yüce Allâh Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmuştur:
﴿إِنَّآ أَنزَلۡنَٰهُ قُرۡءَٰنًا عَرَبِيّا لَّعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ ٢﴾
Manası: Şüphesiz Biz Kur’ân’ı, akıl erdirip anlayasınız diye, Arapça olarak indirdik.
Arapça’nın en şerefli lügat olduğunu, güzellik, kolaylık ve genişlik bakımından başka dillerde bulunmayan özelliklere sahip olduğunu söylemek abartı olmaz. …
Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı ve Rasûlü’nün yolundan gitmeyi tavsiye ederim.
Allâh-u Teâlâ yüce kitabında şöyle buyuruyor:
﴿وَلَا تَقۡرَبُواْ ٱلزِّنَىٰٓۖ إِنَّهُۥ كَانَ فَٰحِشَة وَسَآءَ سَبِيلا﴾
Manası: Zinaya yaklaşmayın, çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur. (El-İsrâ’ suresi, 32. ayet)
Allâh insanları yarattı ve onlara belirli ihtiyaçlar ve istekler verdi. Böylece insan genelde bunları elde etmeye çalışır. Allâh insana ayrıca, kendisine dünya zorluklarına ve hayat sıkıntılarına karşı yardımcı olacak birçok faydalı şeyler verdi.
Ancak Allâh insana, Allâh’ın ona vermiş olduğu faydalı şeyleri Allâh’ın vahyetmiş olduğu kurallara göre kullanmayı caiz kılmış, her isteği ve hevasına göre kullanmasına ruhsat vermemiştir. Allâh peygamberleri, insanları aydınlatmaları ve onları, dünya ve ahiretteki saadete ulaştıran şeylere yönlendirmeleri için göndermiştir. Böylece onları örnek alan, dünyada korunmuş ve ahirette kazançlı çıkanlardan olur. Allâh insanın hayatını, ona akıl nimetini vermesiyle hayvanların hayatından ayırt etmiştir. Akıl ile de insan hayır ve şer, faydalı ve faydasız şeyler arasında ayırt edebilir. Hayvanlar için ise Allâh bunu kılmamıştır. Bundan ötürü Allâh hayvanlara sorumluluk yüklememiştir. İnsanlara ise Allâh sorumluluk yüklemiştir ve böylece insanın üzerine, dünyada şeref içinde bir hayat sürdürmesi için ve ahirette Allâh’ın azabından korunması için dinin sınırlarına iltizam göstermesi farzdır. …
Allâhu Teâlâ azîz kitabında şöyle buyurmuştur:
﴿قُلْ تَعَالَوْا أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ أَلَّا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَلَا تَقْتُلُوا أَوْلَادَكُمْ مِنْ إِمْلَاقٍ نَحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَإِيَّاهُمْ وَلَا تَقْرَبُوا الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَلَا تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ ذَلِكُمْ وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ 151﴾
Manası: (Ey Muhammed!) De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: O’na hiç bir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. Fuhuş olan çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Allah’ın dokunulmaz kıldığı nefsi haksız yere öldürmeyin. İşte size Allâh bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.” (El-En’âm suresi, 151. ayet) …
Ey Allâh’ın kulları! Kendime ve sizlere El- Kadîr olan Allâh’tan korkmayı tavsiye ederim. Peygamber efendimizin yolunda giderek ona sımsıkı bağlanalım. Salat ve selam üzerine olsun. O ki, üzerine, kalbine arapça Kur’an-i Kerim indirilmiştir. Kur’an’dan şüphe yoktur. Allâh şöyle buyurmuştur:
﴿ذَلِكَ الكِتَابُ لا رَيْبَ فِيهِ هُدًى لِلْمُتَّقِينَ﴾
Manası: ”İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (Allâh’tan korkanlar) için hidayettir.
Bu yüce Kuran’da Allâh’ın başka kavli şöyledir.
﴿ٱلَّذِينَ يَأۡكُلُونَ ٱلرِّبَوٰاْ لَا يَقُومُونَ إِلَّا كَمَا يَقُومُ ٱلَّذِي يَتَخَبَّطُهُ ٱلشَّيۡطَٰنُ مِنَ ٱلۡمَسِّۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ قَالُوٓاْ إِنَّمَا ٱلۡبَيۡعُ مِثۡلُ ٱلرِّبَوٰاْۗ وَأَحَلَّ ٱللَّهُ ٱلۡبَيۡعَ وَحَرَّمَ ٱلرِّبَوٰاْۚ فَمَن جَآءَهُۥ مَوۡعِظَة مِّن رَّبِّهِۦ فَٱنتَهَىٰ فَلَهُۥ مَا سَلَفَ وَأَمۡرُهُۥٓ إِلَى ٱللَّهِۖ وَمَنۡ عَادَ فَأُوْلَٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ ٢٧٥﴾
Manası: Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytanın çarptığı kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, “alışveriş de faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah’a kalmıştır. Her kim de inat ederek faize helal kılarsa işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır. …