Allâh’a hamd olsun. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Allah’ın salât ve selâmı Efendimiz Muhammed’e ve göndermiş olduğu bütün rasullere olsun.
Mü’min kardeşlerim, hicri üçüncü yüzyılda sapık fırkalar fazlalaştı. Allâhu Teâlâ bu asrın sonuna doğru biri Arap ve biri Arap olmayan iki imam gönderdi. Arap olan, Ebu’l-Hasen el-Eşarî’dir. Arap olmayan ise, Ebû Mansur el-Mâturîdî’dir. Bu iki imam ve kendilerinden sonra gelen öğrencileri, deliller ve burhanlarla sapık fırkalara karşı çıkmışlardır.
Böylece dalalet ehli zayıflamış ve yenik düşmüştür. Bundan dolayı Ehl-i Sünnet bunlara isnat edilmiş ve “Ehl-i Sünnet, Eşarîler ve Mâturîdîlerdir.” denmiştir. Bu iki imam zamanından bu zamana kadar ümmetin çeşitli ilim dallarındaki alimlerine baktığımızda -Allâh’a hamd olsun ki- ya Eşarî ya da Mâturîdîlerdir.
Allâhu Teâlâ şöyle buyuruyor:
﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ ءامَنُواْ مَن يَرْتَدَّ مِنكُمْ عَن دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ﴾
Manası: Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allâh öyle bir kavim getirir ki, Allâh onları sever, onlar da Allâh’ı severler. Onlar Mü’minlere karşı alçak gönüllüdürler.
İmam el-Hâkim, Müstedrak’ta bu âyet-i kerîme indiğinde Rasûlullâh’ın ﷺ elini Ebû Mûsâ el-Eşârî’ye uzatarak –mealen- “Bu senin kavmindir, ya Ebû Mûsâ.” dediğini rivayet etmiştir. İmam Kuşeyri de şöyle demiştir: “ Ebu’l-Hasen el-Eşarî’nin tabileri, onun kavmidir.”
İmam Ahmed ve el-Hakim’in sahih bir senetle rivayet ettikleri bir hadiste Allâh Rasûlü ﷺ Fatih Sultan Mehmed’i (rahimehullâh) övmüştür. Fatih Sultan Mehmed (rahimehullâh) bilindiği gibi Mâturîdî idi. Allâh Rasûlü ﷺ akideye muhalefet eden birini hiç över mi!?. Vallâhi hayır, övmez.
İşte bu iki haber, Eşârîlerin ve Mâturîdîlerin hak ve doğru olduklarına delalet eder. Bu iki yüce imama tabi olan yeryüzünde farklı bölgelerdeki milyonlarca Müslümanın şahitliği de kafidir. Zira Şafiilerin çoğunluğu, Malikilerin hepsi, Hanbelilerin faziletleri ve bazı Hanefiler Eşârîdirler. Hanefilerin çoğunluğu ve bazı Şafiiler de Mâturîdîlerdir. Hepsi usûlde birbirine muvafıktırlar; ayrılığa düşmezler. Zira onların usûlü; sahabelerin, tabiinin ve onlara doğruca tabi olanların usûlüne muvafıktır.