Category Archives: Cuma Hutbeleri

EN-NASR SURESİNİN TEFSİRİ

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Allâh’ın salât ve selâmı Efendimiz Muḥammed’e ve diğer Peygamberlere olsun.

Mü’min kardeşlerim, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Rabbimiz Subhânehû ve Teâlâ habibi Muḥammed’in ﷺ kalbine en-Nasr suresini indirmiştir. Bu sure üç ayettir ve peygamber efendimiz ﷺ Medîne’de iken nuzul olmuştur. Allâh-u Tebârake ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

﴿إِذَا جَاءَ نَصرُ ٱللَّهِ وَٱلفَتحُ ١ وَرَأَيتَ ٱلنَّاسَ يَدخُلُونَ فِي دِينِ ٱللَّهِ أَفوَاجا ٢ فَسَبِّح بِحَمدِ رَبِّكَ وَٱستَغفِرهُ إِنَّهُۥ كَانَ تَوَّابَا ٣﴾

Bu sureye veda suresi de denilir ve o İbn Abbâs’ten “Sahih Muslim’de” rivayet edildiği gibi bu sure bir bütün olarak inen surelerin sonuncusudur.

﴿إِذَا جَاءَ نَصرُ ٱللَّهِ وَٱلفَتحُ ١﴾

النَّصرُ (En-Nasr) yardımdır. الفَتْحُ (El-feth) ise Mekke’nin fethidir. Rasûlullâh ﷺ mübarek Mekke şehrini feth ettiğinde araplar kendi aralarında şöyle söylemeye başladılar:

Continue reading EN-NASR SURESİNİN TEFSİRİ

Orucun Hükümleri

Hamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O; tektir, ortağı yoktur. O’nun zıddı ve dengi yoktur. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekânı yoktur. O’ndan başka Yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nûru Muḥammedﷺ O’nun Rasûlü ve en sevgili kuludur. O ﷺ, risaleti tebliğ etmiş, emaneti yerine getirmiş ve ümmete nasihatta bulunmuştur. Allâh, onu diğer peygamberleri mükâfatlandırdığı şeylerden daha fazlası ile mükâfatlandırsın. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ve diğer peygamberlere olsun.

Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı ve Rasûlü’nün yolundan gitmeyi tavsiye ederim.

Allâh-u Teâlâ yüce kitabında şöyle buyuruyor:

﴿يَٰأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُتِبَ عَلَيكُمُ ٱلصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبلِكُم لَعَلَّكُم تَتَّقُونَ ١٨٣﴾

Manası: Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki takva sahibi olursunuz.

(El-Bakarah suresi, 183. ayet)

Ebû Hureyra’dan, peygamber efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilir:

مَنْ صَامَ رَمَضَانَ إِيمانًا وَاحْتِسَابًا غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ

Manası: İman ederek ve sevabı (ancak) Allâh’tan umarak Ramadân ayı orucunu tutanın geçmiş günahları affolunur. (Buharî)

Continue reading Orucun Hükümleri

Din İlmini Öğrenmeye Teşvik ve Farz-ı Ayn İlminin Beyanı

Hamd Allâh’adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O; tektir, ortağı yoktur. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekânı yoktur. O’ndan başka Yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nûru Muḥammedﷺ O’nun Rasûlü ve en sevgili kuludur. O ﷺ, risaleti tebliğ etmiş, emaneti yerine getirmiş ve ümmete nasihatta bulunmuştur. Allâh, onu diğer peygamberleri mükâfatlandırdığı şeylerden daha fazlası ile mükâfatlandırsın. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ve diğer peygamberlere olsun.

Allâh-u Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm‘de şöyle buyuruyor:

﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ ءامَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ 18﴾

Manası: Ey iman edenler; Allâh’tan korkun ve herkes, yarın (Kıyamet Günü) için ne hazırlamış olduğuna baksın. (El-Ḥaşr suresi, 18. ayet)

Ey Allâh‘ın kulları, Allâh’a karşı takvalı olun. El-Azîz, El-Ḥakîm, El-Kaviyy ve El-Metîn olan Allâh’a karşı takvalı olun ve Kur’ân-ı Kerîm‘e sımsıkı sarılın. Kur’ân-ı Kerîm‘de şöyle geçmektedir:

﴿يرْفَعِ اللهُ الَّذِينَ ءامَنُوا مِنْكُمْ وَالَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍ وَاللهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ﴾

Manası: Allâh aranızda din ilmini öğrenmiş olan mü’minlerin derecelerini yükseltir. Allâh, yaptıklarınızdan haberdardır. (El-Mucâdeleh suresi, 11. ayet)

Continue reading Din İlmini Öğrenmeye Teşvik ve Farz-ı Ayn İlminin Beyanı

ŞABAN AYININ ONBEŞİNDE TAATLERİ ARTTIRMAYA TEŞVİK

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O; tektir, ortağı yoktur. O’nun zıddı ve dengi yoktur. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekânı yoktur. O’ndan başka Yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nuru Muḥammed ﷺ O’nun Rasûlü ve en sevgili kuludur. O ﷺ, risaleti tebliğ etmiş, emaneti yerine getirmiş ve ümmete nasihatta bulunmuştur. Allâh, onu diğer peygamberleri mükâfatlandırdığı şeylerden daha fazlası ile mükâfatlandırsın. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ve diğer peygamberlere olsun.

Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim. O’na karşı takvalı olun ve O’ndan hakkıyla korkun ve ancak Müslüman olarak ölün.

Rabbimiz, Tebârake ve TeâKur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor:

﴿يَٰأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱركَعُواْ وَٱسجُدُواْۤ وَٱعبُدُواْ رَبَّكُم وَٱفعَلُواْ ٱلخَيرَ لَعَلَّكُم تُفلِحُونَ۩﴾

Manası: Ey iman edenler, rukû edin, secde edin başka ve hayırlar işleyin ki kurtuluşa eresiniz. (El-Ḥacc suresi, 77. ayet)

Yani Allâh, mü’minlere imandan sonra amellerin en efdali olan, rukû ve secdeyi içeren namazı emretmiştir. Ayrıca geri kalan diğer ibadetleri de yapıp O’nun rızasını kazanmamıza teşvik emretmiştir ve hayrı işlememizi emretmiştir ki böylece âhirette kurtuluşa ersinler. Allâh-u Teâla, kullarına hayır işlemeleri için nice fırsatlar vermiştir, ki bu onlara rahmettir. Ayrıca mübarek vakitler kılmıştır ki Müslüman, o vakitlerde kendini âhiretine hazırlasın. Bizler mübarek bir geceye yaklaşmış bulunuyoruz. O gece, Şaban ayının onbeşinci gecesi. Peygamber efendimiz ﷺ şöyle buyurmuştur:

إذَا كانَتْ لَيْلَةُ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ فَقُومُوا لَيْلَهَا وَصُومُوا نَهارَهَا اهـ

Manası: Şaban ayının onbeşinci gecesini namazla, gündüzünü de oruçla geçiriniz. (İbn-i Mace “Sunen”inde, Beyhaki “Şuabu’l İman”da ve başkaları)

Continue reading ŞABAN AYININ ONBEŞİNDE TAATLERİ ARTTIRMAYA TEŞVİK