İsmi, doğum tarihi ve yeri: Muhakkiklerin arasında örnek alınacak ve müdekkiklerin içinde itimat edilecek yüce âlim, ilmiyle amel eden âlimlerin sadrı, muhaddis imam, zahit müttaki, erdemli abit, yüksek mevhibelerin sahibi, Câmi’ oğlu, Abdullâh oğlu, Yusuf oğlu, Muhammed oğlu, Abdurrahmân’ın babası ve Harar’ın eski müftüsü Şeyh Abdullâh el-Hararî1, Eş-Şeybî2, el Abderî3. Takriben 1328 H. /1910 R. yılında Harar şehrinde doğmuştur.
Hayat Tarzı
Şeyh Abdullâh el-Hararî, mütevazı, vera’ ve ibadet sahibi, zikri bol, ilim ve zikirle bir arada uğraşan, gönlü geniş bir zahit, neredeyse Kur’an’la, zikirle, ders vermekle ya da vaaz ve irşatla meşgul olmadığı bir anı bulunmayan, ârif-i billâh, kitaba ve sünnete bağlı, zihni açık, hüccetleri kuvvetli, delilleri keskin, hususları düzenli bir şekilde yerine koyan hikmet sahibi, şeriata muhalif olana şedit bir mücadele gösteren mübarek bir zattır. Ayrıca, emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker’de öyle âli bir himmete sahiptir ki dalâlet ve bid’at ehli kendisinden korkar ve onu kıskanır; lâkin Allâh kendisine inananları korur. Bu anlattıklarımız müellifin celil Şeyh Abdullâh’ın bir hulâsası olmuştur. Eğer geniş bir şekilde anlatmaya kalkışsaydık kalemler bundan âciz kalacak, sayfalar da dar gelecekti. Lâkin burada, kitabın içeriğinin başlığından da anlaşıldığı gibi yeterli olanı zikrettik.
Hocaları
Şafiî fıkhını, usulünü ve nahvi, ârif-i billâh büyük âlim Şeyh Muhammed Abdusselâm el Hararî, Şeyh Muhammed Omar Câmi’ el Hararî, Şeyh Muhammed Reşâd el-Habeşî, Şeyh İbrahîm Ebû’l Ğays el Hararî, Şeyh Yûnus el Habeşî ve Şeyh Muhammed Sirac el Cebertî’den almıştır. Bu hocalardan Elfiyet-i Zubed, Et-Tenbîh, El Minhâc, Elfiyet-i bin Mâlik adlı kitablar ile Şirâzî’nin El-Luma adlı kitabı gibi, başlıca olan başka eserleri de tahsil etmiştir. Arapça lugatına müteallik ilimleri özellikle salih birisi olan Şeyh Ahmed el Basîr ve Şeyh Ahmed bin Muhammed el Habeşî olmak üzere başka âlimlerden de almıştır. Diğer üç mezhebin fıkhını ve usulünü de Şeyh Muhammed el Arabî el Fasî ile Şeyh Abdurrahmân el Habeşî’den öğrenmiştir. Tefsir ilmini, Cimme beldesindeki Şeyh Şerif el Habeşî’den almıştır. Hadisi ve onunla alâkalı ilimleri üstün âlimlerden olan Habeşistan müftüsü Şeyh Ebu Bekir Muhammed Sirac el Cebertî ile Şeyh Abdurrahmân Abdullâh el Habeşî’den ve bunlardan başka âlimlerden de almıştır. Daha sonra Mescid i Harâm’daki kurrânın şeyhi (1), salih, muhaddis ve kari birisi olan Şeyh Ahmed Abdulmuttalip el-Cebertî el Habeşî ile bir araya gelmiş, ondan on dört kıraat ilmini öğrenerek ve hadis ilmindeki bilgisini fazlalaştırarak icazet almıştır. Aynı zamanda Şeyh Abdullâh, Dimeşk’te oturduğu sıralarda kâri Şeyh Davud el Cebertî ve Dimeşk’teki yedi kıraatın hepsini kendisinde toplayan Mukrî Şeyh Mahmud Fâyiz ed Dır’atanî’den de tahsil görmüştür. Müellefin ilminin güçlülüğüne dair ayrı bir delil de, Habeşistan’dayken ilim tahsil ettiği âlimlerden bazılarının sonradan onun yanına gelerek daha önceleri kendilerinden öğrendiği bir hususta onun üstün ilminden yararlanmalarıdır. Görüldüğü gibi, bütün noksan sıfatlardan münezzeh olan Allâh, hikmeti dilediğine verir. Sonra Mekke’ye gitmiş ve Malikî âlim Şeyh es Seyyid Âlevî, Şeyh Emîn el Ketbî ve Şeyh Muhammed Yâsîn el-Fâdânî gibi oranın âlimleriyle tanışmıştır. Aynı zamanda Şeyh Muhammed el Arabî et Tebbâ’nin yanında bulunmuş ve Şeyh Abdulğafûr el Afganî en Nakşibendî ile irtibat kurarak kendisinden Nakşibendî tarikatını almıştır. Bunun ardından Medine-i Münevvere’ye geçerek oradaki âlimlerle bağlantı sağlayıp Muhaddis Şeyh Muhammed bin Alî es Sıddîkî el Bekrî el Hindî el Hanefî’den hadis ilmini almış ve kendisine onun tarafından icazet verilmiştir. Sonra Arîf Hikmet ile Mahmûdiyye mektebinde sık sık bulunarak oradaki el yazısıyla yazılmış kitapları mütalâa etmiştir. Böylelikle yaklaşık olarak Medine’de bir yıl kalmıştır. Ayrıca muhaddis olan Şeyh Abdulkâdir Şelebi’nin öğrencisi Muhaddis İbrâhîm el-Hatenî ile de bir araya gelmiştir. Şeyh Abdullâh’ın çeşitli ilim dallarında aldığı icazetlerin ve ona icazet verenlerin sayısına gelince, onlar burada sayamayacağımız kadar çoktur.
(1) Mescid-i Harâm’ın imamlığı ile şeyhliğini Sultan II. Abdulhamid’in (rahimehullâh) günlerinde üstlenmiştir.
Dersleri
Üstelik daha erkenden, belki de aralarında kendisinden yaşça daha büyüklerin de bulunduğu talebelere ders vermeye başlamış, böylelikle öğrenmeyle öğretmeyi bir arada sürdürmüştür. Ayrıca Habeşistan ve Somali taraflarında muhaddislerin hayatlarını ve tabakalarını bilmekte, metinleri ezberlemekte; sünnet, lügat, tefsir, miras ve bunlardan başka ilimlerde derinleşmekte akranlarını geçerek münferit olmuştur. Hatta malûm olan İslâmî ilimlerden hiçbir ilim bırakmamıştır ki onun dersini görmüş olmasın ve o konuda marifeti bulunmasın. Bununla birlikte bir ilim hakkında konuştuğunda dinleyen belki de onun ilimlerden sadece bu alanda derinliğe ulaştığını sanır; lâkin diğer ilim dallarında da durum aynıdır. Öte yandan da bildiği bir mesele anlatıldığında bile istifade etmek amacıyla dinleyenin dinleyişiyle dinlerdi. İşte o, tıpkı şairin dediği gibidir: Onun dersi pür dikkat dinlediği görülür, ola ki, kendisi onu kalbiyle daha iyi bilir.
Eserleri ve müellefatı
İnsanların akidesinin ıslahı, bid’at ehline karşı muharebe, bid’at ve heva ehlinin fitnesini dindirme kendisini telif ve tasnifle uğraşmaktan alıkoymuş olmasına rağmen müellif kıymetli eserler ve müellefat hazırlamıştır. Onlar da şunlardır:
1. Şerh Elfiyyet es-Suyûtî fi Mustalah el-Hadîs (Hadis ilmi hakkında basılmıştır)
2. Kasidetun fil-İtikâd (Akait ile ilgili yaklaşık olarak atmış beytlik bir kaside hakkında basılmıştır)
3. Es-Siratul-Mustekîm fit-Tevhid (Akait hakkında)
4. Ed-Delîlul-Kavîm ale Sirâtul-Mustekîm fit-Tevhîd (Bir önceki kitabın açıklaması hakkında)
5. Muhtasar Abdullâh el-Hararî el-Kâfili bi İlmid-Dîn ed Darûri alâ Mezhebi’l İmami eş-Şafiî (Şafiî mezhebine göre zarûrî ilimler hakkında. Şu anda elinizde bulunan kitaptır)
6. Buğyetut-Tâlib li Marifet İlmed Dînî el-Vâcib (Bir önceki kitabın açıklaması hakkında)
7. Et-Taakkub el-Hasîs ale men taane fîmâ sahhe minel-Hadîs (Hadis ilmi hakkında basılmıştır. Müellif bu kitapta el Albanî’ye karşı reddiyede bulunup onun sözlerini çürütmüştür. Mağrib diyarının (Fasın) muhaddisi Şeyh Abdullâh el-Ğummârî de bu kitap hakkında: “İyi ve keskin bir reddiye” demiştir)
8. Nusratu et-Taakkub el-Hasîs ale men taane fîme sahhe minel Hadîs (Sahih hadislere saldırıda bulununlara karşı bir kitap basılmıştır)
9. Er-Ravâihuz-Zekiyyeh fî Mevlidi Ĥayril-Beriyyeh (Mevlit hakkında basılmıştır)
10. Şerh Akîde en-Nesefiyyeh (Nesefî Akidesi’nin açıklaması hakkında basılmıştır)
11. Şerh Akîde et-Tahâviyyeh (Tahavî Akidesi’nin açıklaması hakkında basılmıştır)
12. Şerh elfiyet ez-Zubed fil-Fıkh eş-Şafiî (Şafiî mezhebinin fıkhı hakkında)
13. Şerh metn Ebî Şuca’ fil-Fıkh eş-Şafiî (Şafiî mezhebinin fıkhı hakkında)
14. Şerh el-Kavîm fi Halli el-Fazil es Siratul Mustekîm (Akait hakkında basılmıştır)
15. Şerh Metn el-Aşmâviyye fil-Fıkh el-Mâlikî (Malikî mezhebinin fıkhı hakkında)
16. Şerh Mutimmetul Ecrûmiyye fî en-Nahuv (Nahiv ilmi hakkında)
17. Şerh el-Beykûniyye fil-Mustalah (Hadis ilmi hakkında)
18. Sarîhul-Beyân fir Raddi ale men Hâlefe el-Kur’ân (Kur’an’a muhalif olanlara karşı bir reddiye basılmıştır)
19. El-Mekâlât es-Sunniyye fi keşfi Dalâlât Ahmed İbn i Teymiye (Ahmed İbn i Teymiye’ye karşı bir reddiye basılmıştır)
20. Ed-Dur en-Nadîd fî Ahkâm et Tecvîd (Tecvit hakkında basılmıştır)
21. Şerh es-Sıfat es-Selase aşrete el-Vacibete Lillâh (Akait hakkında basılmıştır)
22. El-Akidetu el-Munciye (Bu, müellifin bir oturumda akait hakkında imla etmiş olduğu küçük bir risaledir)
23. Şerh et-Tenbîh lil İmami eş-Şîrâzî (Şafiî mezhebinin fıkhı hakkında tamamlanmamıştır.)
24. Şerh Menhec et-Tullâb liş-Şeyh Zekeriyya el-Ensarî fîl Fikhi eş Şâfiî (Şafiî mezhebinin fıkhı hakkında tamamlanmamıştır)
25. Şerh Kitab Sullemit Tevfiki ilâ Mahabbetillâhi alet Tehkiki liş Şeyh Abdullâh el-Belevî.
26. Muhtasar Abdullâh el-Hararî el-Kâfili bi İlmid-Dîn ed Darûri alâ Mezhebi’l İmami Mâlik (Malikî mezhebine göre zarûrî ilimler hakkında basılmıştır)
27. Muhtasar Abdullâh el-Hararî el-Kâfili bi İlmid Dîn ed Darûri alâ Mezhebi’l İmami Ebi Hanîfe (Hanefi mezhebine göre zarûrî ilimler hakkında basılmıştır)
28. Şerh Manzumeti es Sabbân
29. El-Ğâratu’l İmaniyyeti fir Raddi Mefasidit Tahririyyeh (Hizbüttahrir’e karşı reddiye basılmıştır)
30. Ed Dürretu’l Behiyyeti fi Halli Elfazi’l Akidetit-Tahaviyyeh (Tahavi akidesinin şerhi hakkında basılmıştır)
31. Risaletun fir Raddi kavli’l Ba’dı inner Rasule ye’lemu kulle şeyin ye’lemuhullâhu (Peygamber Efendimiz’in ﷺ Allâh’ın bildiği her şeyi bildiğini iddia edenlere karşı reddiye basılmıştır)
32. Etahzîr eş Şer’iyyi’l Vacib (Gerekli uyarılar hakkında basılmıştır)
33. Manzumetu Nasihatut Tullâb (Tamamlanmamıştır)
34. Risaletun fi butlâni da’va evveliyyetin-nuri’l Muhammedî (Peygamber Efendimiz Muhammed’in ﷺ nurunun ilk yaratık olduğu iddasının batıl olduğu hakkında basılmıştır)
Yaşamı ve yolculukları
Mütevazı ve ilim ile ilim ehlinin sevildiği bir evde yetişmiş, yedi yaşındayken Kur’anı kerim’i mükemmel bir şekilde tertilen ezberlemye başlamıştır. Ayrıca babası ona “El Mukaddimet’ul Hadrâmiyyeh” adlı kitap ile birlikte fıkıh ilmini içeren ve beldesinde meşhur bir kitap olan “El Muhtasar’us-Sağir” adlı kitabı öğretmiştir. Sonra ilim denizine dalmaya düşkünleşmiş, böylelikle de çok sayıda çeşitli ilimlerdeki metinleri ezberlemiştir. Bunun ardından ilk olarak hadis ilmine ihtimam göstererek “Kütüb-i Sitte” ve başka kitapları senetleriyle birlikte hıfzetmiş, hatta kendisine on sekiz yaşının altında iken fetva vermek ve hadis rivayet etmek için icazet verilmiştir. Diğer taraftan beldesindeki ve beldesinin civarındaki âlimlerle yetinmemiş, buna mukabil Habeşistan ve Somali cihetlerinde ilim tahsil etmek ve ilmi, ilim ehlinden duymak için dolaşmış, bu uğurda da zorluklar ve meşakkatlerle dolu çok yolculuklarla karşılaşmıştır. Fakat bu durum onu ilim öğrenmekten alıkoymamış, aksine her nerede bir âlimin olduğunu duyduysa ondan istifade edebilmek için onu ziyaret etmeye koyulmuştur. İşte bu, selef-i salihin âdetlerindendir. Öte yandan zekâsı ve üstün hafızası Şafiî fıkhında, usulünde ve ondaki ihtilâflı meselelerde, aynı şekilde Malikî, Hanefî ve Hanbelî fıkhında o denli derinleşmesine yardımcı olmuştur ki artık o, parmakla gösterilir hâle gelmiş, Habeşistan ve Somali’nin çeşitli bölgelerinde onu ziyaret etmek için yollara düşülmüş; hatta kendi beldesi olan Harar ve civarının müftülüğü kendisine verilmiştir.
Ölümü ve Defni
Hadis alimi imam el-Harari 2 ramadân salı günü, 1429 H. /2. September 2008 R. tarihinde Beyrut’ta kendi evinde doksan sekiz yaşında vefat etmiştir, Allâh ona rahmet eylesin. O salı günü birçok insanın katılımı ile Beyrut’ta defnedildi. Vefat eden hadis alimi imam Abdullâh el-Harari’ye veda etmek için binlerce insan, aralarında talebeleri olmak üzere, onun yolundan gidenler ve çok sayıda hocalar, Beyrut’tan ve Lübnan’ın değişik yerlerinden gelip orada bulundular. Büyük imamın cesedi öğle namazından sonra evinden alınarak Burç Abi Haidar camisine getirildi. Orada, cami çevresinde ve yakınında bulunan sokaklarda birçok insan hazır bulunmaktaydı. Böylece cami içinde ve dışında boş yer kalmamıştı. Orada hazır bulunan kimseler bu çok sevilen muhaddis imam Abdullâh el-Hararî’ye gözyaşları içinde veda ettiler. Bu şekilde ikindi namazı girene kadar bu durum böyle devam etti. Namazın ardından orada bulunan herkes imam Abdullâh el-Hararî’nin cenaze namazını kıldılar. Ardından değerli hoca efendinin cenazesi özel bir yerde İslam’a uygun bir şekilde toprağa verildi. Yanısıra arap ülkelerinde, Avrupada, Asyada, Avustralyada, Amerikada ve Kanadada birçok insan camilerde ve İslam merkezlerinde bu üzüntüyü paylaşmak için toplanmışlardı.
Âlimlerin Onu Övmesi
Şam’ın çok sayıdaki âlimleri onu methetmişlerdir. Onlardan bazıları: Suriye’nin kuzey Cezîrası’ndan Şeyh İzzeddîn el Haznevî eş-Şafiî en Nakşibendî, Dimeşk’taki Emevî Camii’nin imamı ve müdürü Şeyh Abdurrazzâk el Halebî, Şeyh Ebû Suleymân ez-Zebîbî, Şeyh Molla Ramadan el Bûtî, Suriye müftüsü Şeyh Ebu’l Yusr Abidîn, Şeyh Abdulkerîm er Rifâî, Ürdün’den Şeyh Nûh, Dimeşk’li Şeyh Said Tamâtira, Muaritennumân’nin Şeyhi ve oranın şer’î okulunun müdürü olan Şeyh Ahmed el Husarî, Şeyh Abdullâh Sirâc el Halebî, Şeyh Muhammed Murad el Halebî, Haleb’in müftüsü Şeyh Suheyb eş-Şâmî, Hums’taki kurranın şeyhi Şeyh Abdulazîz Uyûn es-Su’ûd, Şeyh Ebû es Su’ûd el Humsî, Dimeşk’te kalan ve yedi kıraatı kendisinde toplayan Şeyh Fâyiz ed Dır’atanî, Şeyh Abdulvehhâb Dibs, Şeyh Zeyt ed Dimeşkî, Suriye’deki kurrânın şeyhi Dr. el-Halevânî, salih ve ermiş birisi olan Şeyh Ahmed Hârûn ed-Dimeşkî, Şeyh Tâhir el-Keyâlî el Humsî ve Şeyh Salâh Kîvân ed-Dimeşkî. Allâhu Teâlâ onların ilminden faydalanmayı bizlere nasip eylesin.