Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ve diğer peygamberlere olsun.
Mü’min kardeşlerim, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.
Allâh, peygamber efendimiz hakkında Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır:
﴿وَمَا يَنطِقُ عَنِ ٱلهَوَىٰ ٣ إِن هُوَ إِلَّا وَحي يُوحَىٰ ٤ عَلَّمَهُۥ شَدِيدُ ٱلقُوَىٰ ٥ ذُو مِرَّة فَٱستَوَىٰ ٦ وَهُوَ بِٱلأُفُقِ ٱلأَعلَىٰ ٧ ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ ٨ فَكَانَ قَابَ قَوسَينِ أَو أَدنَىٰ ٩﴾
En-Necm Sûresi/3.-9.Âyetler
Bu âyet-i kerîmeler bize bildiriyor ki: Allâh Rasûlü ﷺ din ile ilgili hususlarda kendi görüşünü değil, ancak kendisine vahyedileni söyler. Ona, kuvvetli, güçlü ve güzel görünümlü Cibrîl (aleyhisselâm) öğretti. Cibrîl (aleyhisselâm) asıl sûretini aldı ve sonra Allâh Rasûlü’ne ﷺ iki arşın veya daha az bir mesafeye kadar yaklaştı.
Rasûlullâh’a ﷺ öğreten, ona yaklaşan ve kuvvetli, güçlü ve güzel görünümlü olan Cibrîl’dir (aleyhisselâm). Bu da efendimiz Muḥammed‘in ﷺ Cibrîl‘i (aleyhisselam) Sidretu’l-Muntehâ’nın yanında asıl suretinde ikinci defa gördüğünde olmuştur. Allâh-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
﴿وَلَقَد رَءَاهُ نَزلَةً أُخرَىٰ ١٣ عِندَ سِدرَةِ ٱلمُنتَهَىٰ ١٤ عِندَهَا جَنَّةُ ٱلمَأوَىٰ ١٥﴾
En-Necm Sûresi/13.-15. Âyetler
Bu ayetler, Rasûlullâh’ın ﷺ Cibrîl‘i (aleyhisselam) Sidretu’l-Muntehâ’nın yanında asıl suretinde ikinci defa gördüğünü bildiriyorlar.
Hadis ehli’nin imamları olan Muslim’in ve Buhari’nin rivayet ettiklerine göre Ebu Bekir’in kızı ve peygamber efendimiz’in hanımı Aişe (radiyallâhu anhâ) kendisine Allâh Rasûlü’ne ﷺ yaklaşıldığını bildiren şu âyet-i kerime ﴿ ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ ٨﴾ zikredildiğinde şöyle demiştir: “O, Cibrîl’dir.” Yani bu ayet-i kerimede kast olunan peygamber efendimiz’in ﷺ Rabbine mesafe ve cihet bakımından iki arşından daha yakın yaklaşmış olması değildir. Çünkü Allâh cisim değildir, hacmi yoktur, mekânsız ve yönsüzdür. Dolayısıyla mesafe bakımından olan yakınlık ve uzaklık Allâh hakkında imkansızdır. Bu da apaçık olan bir husustur.
Değerli Müslümanlar peygamber efendimiz Muḥammed ﷺ yedinci semada Beyt-i Ma’mûr’u gördü. Beyt-i Ma’mûr müşerref olan bir yer olup gök ehlinin kabesidir ve oraya her gün yetmiş bin melek girer orada namaz kılar ve bir daha hiç geri dönmemek üzere oradan çıkar. Sonra peygamber efendimiz öyle bir yere ulaştı ki orda meleklerin Levhul Mahfuz’dan defterlerine yazarken kalemlerinin çıkarttığı sesi işitti. Sonra peygamber efendimiz cenneti gördü ve onun içinde Huriler’i gördü. Cennet yedinci semanın üzerinde olup Allâh-u Teâlâ mümin kullarını nimetlendirmek için hazırlatmıştır. Bazı alimler dediler ki peygamber efendimizin Mekke’den Mescid-i Aksaya oradan da semalara ve daha sonra tekrar Mekke’ye dönmesi gecenin üçte bir vakti kadar vakitte hasıl olmuştur. Allâh’ım bizi habibin Muḥammed ile Firdevsul Alâ’da birlikte olmayı nasip et.
Sizler ve kendim için Allâh’a istiğfar ederim.
İkinci Hutbe
Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ve diğer peygamberlere olsun.
Mü’min kardeşlerim, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.
Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul et. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Âmin.
Allâh’ın kulları! Allâh şüphesiz adaleti, ihsanı, yakınlara bakmayı emreder; hayasızlığı, fenalığı ve haddi aşmayı yasaklar. Düşünesiniz diye size öğüt verir. Farzları eda edin ve günahlardan kaçının! Allâh’tan mağfiret dileyin ve O’na tevekkül edin! Müttaki olun, Allâh üzüntünüzü ve sıkıntınızı kaldırır. Kamet getir