İNTERNETİN AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O, tektir, ortağı yoktur. O’nun zıddı ve dengi yoktur. Her ne düşünürsek düşünelim Allâh ona benzemez. Her kim Allâh’ı yaratılmışlara has olan bir sıfatla vasfederse o Müslüman değildir. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekânı yoktur. O’ndan başka Yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nuru Muḥammedﷺ  O’nun Rasûlü ve en sevgili kuludur.  Ey yüce Allâh’ım! Efendimiz Muḥammed’e, ﷺ onun ailesine, temiz ve pak olan ashabına ve onları güzel bir şekilde takip edenlere, kıyamet gününe kadar selam ve bereket ihsan eyle.

Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Yüce Allâh Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmuştur:

﴿وَقُلِ ٱعۡمَلُواْ فَسَيَرَى ٱللَّهُ عَمَلَكُمۡ وَرَسُولُهُۥ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَۖ وَسَتُرَدُّونَ إِلَىٰ عَٰلِمِ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ١٠٥﴾

Manası: Ve de ki; “Çalışın! Yaptıklarınızı  Allâh görendir. Allâh Resulü  ve müminler de görecektir. Sonra da gizliyi(gaybı) ve açığı bilen Allâh’ın hesap sahasına iletileceksiniz. İşte o zaman, neler yaptığınızı size O bildirecektir.

Bugün, teknoloji alanında büyük ilerlemelerin yaşandığı bir çağda yaşıyoruz. Teknolojik cihaz ve makinelerin üretiminde büyük ilerlemeler kaydedildi ve bu cihazlar artık evlerimizi, kurumları ve şirketleri işgal etmeye başladı. Birçok insanın hayatı, çeşitli alanlarda sıkı bir şekilde makinelere ve modern teknolojilere bağlı hale geldi. Dünya, Doğudan Batıya yazılı, sesli veya görüntülü iletişimle bir araya gelme imkanı sunacak bir hale geldi. Mesafelere rağmen, Doğudan en uzak Batıya kadar olan insanlar sanki aynı odada oturuyorlarmış gibi iletişim kurabiliyorlar. Bu gelişme her geçen gün devam ediyor ve bu teknolojik araçlarla nereye varacağımızı ve geleceğin bize hangi başarıları ve keşifleri getireceğini bilemiyoruz.

Geçmiş ile günümüz arasında bir karşılaştırma yapacak olursak Selef-i Salih’in sahip olmadığı teknolojik araçlara rağmen, bilgi, rehberlik, deneyim, insanların işlerini yönetme, genel çıkarları koruma ve ülke ile halkın refahını sağlama konularında daha üstün olduklarını görürüz. Ayrıca, günümüzde tüm bu araçlara sahip olmamıza rağmen, birçok insanın inanç ve ahlaki değerlerden uzaklaştığını ve doğruluktan ayrıldığını, bu durumun teknolojinin tek başına insanlığın ve toplumların gelişimi için yeterli olmadığını, insanlık ve ulusların ilerlemesi için teknolojinin yanı sıra daha fazlasına ihtiyaç duyulduğunu anlarız. Anlatmak istediğimiz ileri teknolojilerin ve bilimsel başarıların reddedilmesi gerektiği anlamına gelmediğini, ancak topluma fayda sağlamak için bu gelişmelerden yararlanılması ve doğru kullanılması gerektiğidir. Ancak, birçok kişinin sosyal medya platformları olan WhatsApp, Facebook, Twitter ve diğer internet araçlarını kötüye kullandığını, bu durumun gençlerin kalplerini ve zihinlerini ele geçirdiğini ve adeta onların yaşamlarının temel bir parçası haline geldiğini görmekteyiz. Ve bugün, internet ve ona bağlı araçlar aracılığıyla hayata sadece bir mercekten bakan, geçim yollarını bilmeyen ve gençliğin omuzlarına yüklenen büyük sorumlulukların farkında olmayan bir nesli izliyoruz. Bu nedenle, nesiller beklenen umutların aksine ve ebeveynlerin umduğu beklentilerin dışında büyüyor. İnsanların bu araçları kullanma amaçlarının farklı olduğunu ve çoğunluğunun bu araçları faydasız işlerde kullandığını, bunun da zaman kaybına yol açtığını görüyoruz. Ya da bunları tamamen zararlı işlerde kullanıyorlar, bu da gençlerin şeytanın elinde kolay bir av haline gelmesine neden oluyor. Bu çağın, sahte medeniyetlere hayranlık ve bu araçların yanlış kullanımı yüzünden tanık olduğu birçok yolsuzluk, cehalet ve kaybolmuşluk örnekleri var. Özellikle genç nesil, internet ekranları başında oturmaya bağımlı hale geldi, bu da onları önemli işleri yapmaktan alıkoydu. Bu fitneye düşen nice genç, bu yüzden namazı bıraktı ve Allâh’ın emrettiği anne babaya itaat, akraba ziyareti gibi farzları ihmal etti.

Ve internet aracılığıyla kötü arkadaşlarla ilişki kurarak helak olan birçok kişiyi gördük. Bu kişiler, onu ahlaksızlığa sürükleyip, sadece müstehcen odalarına girmek ve onları takip etmekle ilgilenen biri haline getirdiler. İnternet üzerinden gerçekleşen dolandırıcılık ve şantaj eylemlerini, para çalmak veya namusları lekelemek amacıyla yapılanları söylemeye bile gerek yok. İnterneti temel araç olarak kullanarak gençleri yanıltan ve cihat adı altında çeşitli bahanelerle kandıran aşırılık yanlısı sapık fırkaların ağlarında yayılan kışkırtma ve şüpheli çağrılar çok yaygın hale geldi. Aynı şekilde, sapkın kişilerle şifreli iletişim ve tartışma forumlarına katılan bilgisiz kişiler, bu şeytanların söylediklerinden etkilenerek fıska, küfre veya zararlı oyunlara yöneliyorlar. Son zamanlarda Blue Whale (Mavi Balina) ve Maryam gibi elektronik oyunların yaygınlaştığını gördük. Bu oyunlara kapılan saf kişiler, zihinlerini tamamen devre dışı bırakıp oyunun yönlendirmesine kapılıyorlar ve bu onları intihara kadar sürüklüyor. Bazı ülkelerde, bu oyunlar nedeniyle gerçekleşen intihar vakalarına tanık olduk.

Ayrıca, internet bağımlılarının sosyal hayatlarını ve çocuklarına, eşlerine veya ebeveynlerine karşı olan sorumluluklarını ihmal etmeleri de göz ardı edilemez. İnternete aşırı bağımlılığın, aşırı uykusuzluk nedeniyle kaygı bozukluğu ve yeterince dinlenememekten kaynaklanan psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olduğu da bilinmektedir.  Bununla birlikte, daha da endişe verici olan bir hususu görmekteyiz oda birçok insanın ilim meclislerini terk etmeleri ve ihtiyaç duydukları din ilmini talep etme çabasından vazgeçmeleridir. Artık bir hüküm öğrenmek veya bir konuyu anlamak istediklerinde hemen Google’a başvuruyorlar ve İnternet üzerinde dinî konuları araştırıyorlar, sanki bu araçlar dinî hükümlerin doğru bir şekilde belirlenmesi için güvenilir bir kaynakmış gibi. Ayrıca, bu programlarda kayıtları ve içerikleri öne çıkan birçok kişinin aslında güvenilir olmadığını, hatta daha önce hiç ilim tahsil etmediklerini ve öğretme ehli olmadıklarını bilmek gerekir. Bu kişiler arasında, Kur’ân’ı ve Hadisi yalanlayarak kabir azabını inkâr edenler vardır veya Mûsâ peygamberin Rabbini bilmediğini ve “Ey Rabbim, sen de uyur musun?” diye sorduğunu iddia edenler vardır. Maalesef bu tür yanlış bilgileri yayanlar, toplumun cahil kesimleri tarafından ciddiye alınmaktadır. Allâh bizleri korusun. İnternet üzerinden yanlış bilgiler yayanlara misal olarak bir diğeri ise Allâh’ın kötülüğü yaratmadığını iddia ederek “Lâ ilâhe illallâh” sözünü yalanlıyor ve Allâh’a yaratmada ortak koşuyor. Kötü niyetli bir başka kişi de İblis’i savunup onun Allâh’ı inkâr etmediğini iddia ederek, Bakarah Suresi’ndeki “Ancak İblis, kibirlendi ve kâfirlerden oldu” (Bakarah, 34) âyetinin manasını yalanlıyor. Tüm bunları söyleyenlerin sesleriyle kaydedilmiş kayıtlarda sabittir ve bu, açık bir sapıklık ve müminlerin yolundan sapmadır. Bu, internet yoluyla gelen yaygın tehlikelerin sadece küçük bir kısmıdır. Bu durum, bizi rehberlik ve farkındalıkla sıkı bir şekilde tedbir almaya çağırır; istenen seviyede kendimizi ve çocuklarımızı bu araçları belirli bir zaman dilimi dışında kullanmamaya alıştırmamız gerekir. Her gün ihtiyaca göre belirlenen bir süre, geri kalan zamanı diğer önemli işlere ayırmak için, bu tür önlemleri almamız gerekir ki şer daha fazla yayılmasın. Sizler ve kendim için Allâh’tan bağışlanma dilerim.

İkinci Hutbe

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ﷺ ve diğer peygamberlere olsun.

Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul eyle. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Allâh’ım bizi dalalette olanlardan veya dalalete sebep olanlardan değil hidayette olanlardan eyle.Âmin

Ey Allâh’ın kulları! Allâh şüphesiz adaleti, ihsanı, yakınlara bakmayı emreder; hayasızlığı, fenalığı ve haddi aşmayı yasaklar. Düşünesiniz diye size öğüt verir. Farzları eda edin ve günahlardan kaçının! Allâh’tan mağfiret dileyin ve O’na tevekkül edin! Müttaki olun, Allâh üzüntünüzü ve sıkıntınızı kaldırır. Kamet getir!