Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O; tektir, ortağı yoktur. O’nun zıddı ve dengi yoktur. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekanı yoktur. O’ndan başka Yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nûru Muḥammed ﷺ O’nun rasûlü ve en sevgili kuludur. O ﷺ, risaleti tebliğ etmiş, emaneti yerine getirmiş ve ümmete nasihatta bulunmuştur. Allâh, onu diğer Peygamberleri mükâfatlandırdığı şeylerden daha fazlası ile mükâfatlandırsın. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ve diğer peygamberlere olsun.
Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim. Allâh’tan hakkıyla korkun ve bilin ki Allâhu Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de El-Bakara suresinin 197. ayetinde şöyle buyuruyor:
﴿الحجُّ أَشْهُرٌ مَعلومَاتٌ فَمَنْ فَرَضَ فِيهِنَّ الْحَجَّ فَلا رَفَثَ وَلا فُسُوقَ وَلا جِدَالَ فِي الحجِّ وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ يَعْلَمْهُ اللهُ وتَزَوَّدُوا فَإِنَّ خَيْرَ الزَّادِ التَّقْوَى وَاتَّقُونِ يَا أُولِي الأَلْبَابِ﴾
Manası: Hacc (ayları), bilinen aylardır. Kim o aylarda hacca başlarsa, artık ona haccda cinsel ilişki, günaha sapmak, kavga etmek yoktur. Siz ne hayır yaparsanız, Allâh onu bilir. (Ahiret için) azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takvadır. Ey akıl sahipleri, Allâh‘a karşı gelmekten sakının.
Değerli mümin kardeşlerim, şu günlerde kalplerin kâbeyi ve Peygamber Efendimzin kabrini ziyaret etmeye özlemle dolduğu mübarek hacc mevsiminde bulunmaktayız.
Bu hacc mevsiminde Müslümanlar kâbeyi ziyaret etmenin hasretiyle yanmaktadırlar. Bunun için her yıl dünyanın çeşitli yerlerinden hacc ibadetini yerine getirmek için Mescid-i Haram’a ve Peygamber Efendimizin ﷺ mübarek kabri şeriflerini ziyaret etmek için yollara düşmektedirler. Kardeşim, hacc ve umre ibadetini düzgün bir şekilde yerine getirebilmen ve Peygamberimizin kabrini ziyaret ederken âdâba uygun bir şekilde ziyaret edebilmen için din ilimlerinin anlatıldığı meclislere gitmelisin.
Eğer bir kimse hacc yolculuğuna çıkacaksa hacc ve umre ibadetini makbûl bir ibadet olarak Allâh´ın kabul etmesini istiyorsa bu yolculuğa çıkmadan önce muhakkak parasına ve sağlığına nasıl ihtimam gösterdiyse bu ibadetin hükümlerini de öğrenmek için vaktini harcamalıdır. Peygamberimiz Muḥammed ﷺ şöyle buyuruyor:
“مَنْ عَمِلَ عملا ليسَ عليهِ أمرُنا فَهُوَ رَدٌّ” أَيْ مَرْدُودٌ لا يُقْبَلُ
Manası: Kim dînin kurallarına uygun olmayan bir amel işlerse ondan kabul edilmez.
Bundanda anlaşılıyor ki insan dinin kurallarını yerine getirmediği müddetçe onun Allâh indinde yaptığı amel kabul edilmez.
Hacc ibadeti İslam’ın büyük emirlerinden olup ömründe bir defa; hür, mükellef ve gücü yeten her Müslümana farzdır. Hacc ibadeti zorluklar, harcamalar ve yolculuğu kapsamaktadır. Her ne kadar bu ibadeti çok insan yapmaktaysa da yine de içlerinde kurallara dikkat etmediklerinden dolayı hacclarının kabul olmadığı nice insanlar vardır. Bunun için ibadeti yerine getirirken kurallara dikkat ederek yerine getirilmesi gerektiğini söylemek istiyoruz. Bazı kişilerin ibadetlerinin kabul olmayışlarının sebebi ise; hacc ve umre ibadetini yerine getirmek için yola çıkmadan önce haccın ve umrenin rükünlerini öğrenmeyip yerine getirmedikleri içindir.
Ayrıca hacc ve umreyi bozan şeylerin de neler olduğunu, hangi yasaklara düşünce kurban keserek fidye ödemesi gerektiğini, hangi yasakları işleyince de fidyenin kurtarmadığını bilmedikleri için buna göre amel etmiyorlar ve haccları da umreleri de kabul olmuyor. Nice insanlar Arafatın sınırlarının neresi olduğunu bilmeden yola çıkıyorlar öyle ki vakfeye duruşları Arafatın dışında olduğu için onlardan kabul edilmiyor.
Birçokları da cemerâta taş atmanın vaktini ve atılışın nasıl olması gerektiğini ve bunu geçersiz kılan bir şey olduğunda ne yapılması gerektiğini bilmemektedirler. Niceleri de hacc ile ilgili bilinmesi gereken hususları bilmemektedirler. Bazıları da hacc ibadeti esnasında başına gelen herhangi bir olaydan dolayı sinirlenip sabırlı davranamıyorlar ve kimisi âdâba aykırı kelimeler kullanıyorlar. Hatta duyulduğuna göre onlardan bazıları Allâh, İslam, hacc ibadeti hakkında kötü konuşarak hem hacc ibadetlerini bozuyor hem de böylece İslam dininden çıkıyorlar. Allâh bizleri muhafaza eylesin.
Değerli mümin kardeşlerim hacc ibadetinde öyle bir meziyet vardır ki Allâhu Teâlâ bu meziyeti ne namaz ibadetine ne oruç ibadetine ne de zekât ibadetine vermiştir. Bu meziyet ise Allâh´ın mebrûr bir şekilde yapılan haccın karşılığında Peygamberimizin ﷺ buyurduğu gibi kulunun küçük ve büyük günahlarını affetmesidir. Peygamberimiz ﷺ şöyle buyurmuştur:
“مَنْ حَجَّ فَلَمْ يَرْفُثْ وَلَمْ يَفْسُقْ خَرَجَ مِنْ ذُنُوبِهِ كيوم وَلدَتْهُ أُمُّه”
Rivayet eden İmam Buhari
Bu hadis-i şerîf bizlere, cinsel ilişkiye girmeden ve büyük günah işlemeden hacc vazifesini yerine getiren kişinin annesinin onu doğurduğu gündeki gibi olacağını, yani günahsız olacağını bildiriyor.
Hacc ibadetinin sebebiyle küçük ve büyük günahların affolunması için birçok insanın maalesef yerine getirmediği bazı şartlar vardır. Bu şartları yerine getirmek gerekir. Bu şartlardan bir tanesi de bu ibadeti yerine getirirken hadisten de anlaşıldığı üzere halis bir niyet ile niyet etmek gerekmektedir. Yine küfürden, büyük günahlardan ve ihramlı iken cinsel ilişkiden kendini korumak da bu şartlardandır. Bu ise yukarıda zikrettiğimiz hadisten de anlaşılmaktadır:
“مَنْ حَجَّ فَلَمْ يَرْفُثْ وَلَمْ يَفْسُقْ خَرَجَ مِنْ ذُنُوبِهِ كيوم وَلدَتْهُ أُمُّه”
Rivayet eden İmam Buhari
Bu hadis-i şerîf bizlere, ihramlı iken cinsel ilişkiye girmeden ve haksız yere bir Müslümana vurmak gibi büyük günah veya buna benzer başka büyük günah işlemeden hacc vazifesini yerine getiren kişinin annesinin onu doğurduğu gündeki gibi olacağını, yani günahsız olacağını bildiriyor.
Hac ibadetini yerine getirenin bu büyük günahların neler olduğunu bilmesi gerekiyor ki bundan kendini uzak tutabilsin. Yine kişinin dikkat etmesi gerektiği bir diğer husus da hacc ibadeti için harcadığı paranın helâl olması gerekir. Aksi takdirde annesi onu doğurduğu gündeki gibi günahsız olmaz.
Değerli din kardeşlerim! Hac ibadeti ve umre ibadeti makbûl bir ibadet olması için düzgün bir şekilde ilimle yapılması gereken iki önemli ibadettir.
Mü´min kardeşim! Hayırlı amelleri doğru bir şekilde yerine getirmek için gayretli ol!
Sizler ve kendim için Allâh’a istiğfar ederim.
İkinci Hutbe
Hamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’eﷺ ve diğer peygamberlere olsun. Allâh mü’minlerin vâlidelerinden, Âl’den ve raşit halifeler Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali, rehber imamları Ebû Ḥanîfe, Mâlik, eş-Şafiî ve Aḥmed ve sâlih evliyalardan razı olsun.
Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.
İman kardeşlerim, Müslümanlar için hayır istemekten biri de onları tevhid inancına aykırı sözlerden sakındırmaktır. Bu tür sözlerden biri de bazı tarikatlara mensup kimseler arasında yayılan apaçık şu küfür ifadedir. Şöyle diyorlar: ‘‘Allâh’ım! Her mahlûkata ve onların mahlûkatına, her varlığa ve onların varlıklarına, onların meydana gelmesine sebep olan kimsenin hatırı için salât eyle.‘‘ Bu söz, açık bir küfürdür. Çünkü bu sözle, kullara mahlûklar (yani onların da yarattıkları) ve varlıklara varlıklar isnat edilmiş oluyor. Oysa bu, tevhidin zıttıdır. Çünkü tevhid, Allàh’tan başka hiçbir yaratıcının olmadığına ve Allâh’tan başka her şeyin yaratılmış olduğuna iman etmektir. Bu sözü söyleyen kimse, Kelime-i şehadeti söyleyip İslâm’a geri dönmelidir.
Müslüman kardeşlerim! Şunu da bilin ki, Allâh sizlere büyük bir husus olan O’nun peygamberine ﷺ salât ve selâm getirmeyi emretmiştir.
Allâh’ım! Efendimiz İbrâhîm’in ve İbrâhîm’in Âl’inin mertebelerini yücelttiğin gibi peygamber efendimiz Muḥammed’in ve Muḥammed’in Âl’inin mertebelerini yücelt. Şüphesiz Sen kâmil Kudret ve Rahmet ile vasıflanansın ve övülmeye layıksın.
Allâh’ım! Efendimiz İbrâhîm’e ve İbrâhîm’in Âl’ine bereket verdiğin gibi peygamber efendimiz Muḥammed’e ve Muḥammed’in Âl’ine bereket ver. Şüphesiz Sen kâmil Kudret ve Rahmet ile vasıflanansın ve övülmeye layıksın.
Allâh-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:
﴿يا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُـوا رَبَّكُـمْ إِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَىْءٌ عَظِيمٌ يَوْمَ تَرَوْنَها تَذْهَلُ كُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَمْلٍ حَمْلَهَا وتَرَى النَّاسَ سُكارَى وَمَا هُمْ بِسُكَارَى وَلكنَّ عَذَابَ اللهِ شَدِيدٌ﴾
El-Ḥacc suresi, 1. ve 2. ayetleri
Manası: Ey insanlar! Rabbinize karşı takva sahibi olun! Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir. Onu gördüğünüz gün, eğer emzikli bir kadın olsaydı emzirdiği çocuğu unuturdu ve eğer gebe bir kadın olsaydı çocuğunu düşürürdü. İnsanları adeta sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allâh’ın azabı çok şiddetlidir!
Dua:
Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul eyle. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Âmîn.
Kâmet getir!