ALLÂH’TAN BAŞKASINDAN SADECE YARDIM DİLEMEK ŞİRK DEĞİLDİR

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ve diğer peygamberlere olsun.

Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim hayırlı olan amellerde acele ediniz ki kıyamet gününde mizan da amelleriniz ağır bassın.

Allâh-u Tebârake ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

﴿ فَأَمَّا مَن ثَقُلَتۡ مَوَٰزِينُهُۥ ٦ فَهُوَ فِي عِيشَة رَّاضِيَة ٧﴾

Manası: İşte o vakit tartıda amelleri ağır basan kimse. O artık hoşnut bir hayattadır. (el-Kâri’ah suresi, 6.-7. ayetler)

İmam Tirmizî, “Sünen”inde Ebû Hureyre’den Rasûlullâh’ın ﷺ şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

إِذَا ماتَ ابْنُ ءادَمَ انْقَطَعَ عَمَلُهُ إِلا مِنْ ثَلاثٍ صَدَقَةٍ جَارِيَةٍ وعِلْمٍ يُنْتَفَعُ بهِ وَوَلَدٍ صَالِحٍ يَدْعُو لَهُ

Manası: “Ademoğlu ölünce ameli üç şey hariç kesilir: Sadaka-i câriye, faydalanılan ilim ve onun için dua eden sâlih bir evlat.”

Rasûlullâh ﷺ, sevap kazandıran amellerin ölüm ile kesildiğini bildirmiştir.

Bu zikrettiğimiz hadis-i şerif, bazı insanların ileri sürdükleri gibi vefatından sonra peygamberimizinﷺ  kimseye faydası olmadığı veya ona “Yâ Muḥammad” veya “Yâ Rasûlallâh” kavleri ile seslenmenin caiz olmadığına dair delil değildir. Hatta onlar, Rasûlullâh’a bu şekilde seslenmenin şirk olduğunu iddia etmektedirler. Bu hadiste onların iddia ettikleri yönde bir delil yoktur. Hadis bize şahsın sevap kazandıran amellerinin kesildiğini bildirir, yoksa ölünün defnedildikten sonra odun gibi hiçbir şey hissetmediği, işitmediği veya demediği anlamına gelmez.

İbni Mâce ve başkalarının rivayet ettiği üzere Rasûlullâh’ın kabrinde diri olduğu, ümmetinin amelleri kendisine sunulduğu ve bu sunulanlar hayırlı ise bunun için Allâh’a hamd ettiği ve bunlardan başka ise onlar için Allâh’tan mağfiret dilediği sabittir. Mûsâ aleyhisselâm ümmet-i Muḥammed’e ﷺ fayda sağlamıştır. Efendimiz Mûsâ aleyhisselâm, efendimiz Muḥammed’i ﷺ gündüz ve geceleyin farz namazlarının sayısının elliden beşe düşürülmesi için Allâh’a dua etmesine yönlendirmiştir. Bu hâdise, bir ölünün Allâh’ın izni ile ölümünden sonra bile faydalı olabileceğine dair açık bir delildir.

Hastalanıp ilaç aldığınızda şayet şifa bulursanız, şifa Allâh’ın yaratması ile değil midir?! Şifaya sebep olarak ilaca başvurduğunuzda kendiniz hakkında şirk işlediğinizi söylüyor musunuz? İnsanın ürettiği ilaç, yarar, zarar, hastalık ve şifanın yaratıcısının Allâh olduğu kesin bir şekilde bilerek şifaya sebep olarak ilaç almak şirk değilse nasıl Rasûlullâh’a bir hacetin giderilmesi için sebep olarak yönelmek şirk oluyor?!

Sahabeler, Rasûlullâh’ın öğretiminden vefatından sonra kendisinden yardım istemenin caiz olduğunu anladılar. Bunu yapanların arasında Abdullâh bin Ömer radıyallâhu’dur. Bunu da İmam Buharî  rivayet etmiştir.

Sizler ve kendim için Allâh’a istiğfar ederim.

İkinci Hutbe

Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’eﷺ  ve diğer Peygamberlere olsun.

Sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim.

Dua: Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul eyle. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Âmîn.

Kâmet getir!